İklim Grevleri ve Biz

“En kolayından başla öğrenmeye,

çoktan geldi zamanı,

sakın geciktik falan deme!

Alfabe yetmez ama, öğren onu,

başla bir kez ve dayan!

Ne yap yap, öğren her şeyi!

ve ne yap yap, başa geç

***

Sürgünde misin, öğren!

Zindanda mısın, öğren!

Mutfakta mısın, öğren!

Altmışında mısın, öğren!

Ve ne yap yap, başa geç!

***

Sen, evsiz barksız, okula git!

Sen, tir tir titreyen, yut bilgiyi!

Sen, aç ve çıplak, al kitabı eline!

***

Bir silahtır sana o,

Sarıl ona, başa geç!

***

Sıkılma, arkadaş, araştır, sor!

Kulak asma her söylenene,

gözünü dört aç, kendin gör!

Bir şeyi kendin öğrenmedin mi,

onu bilmiyorsun demektir! -Brecht, Öğrenmeye övgü; Çeviri: A. Kadir, Asım Bezirci-

***

25 Mart’ta Dünya İklim Grevleri’nin onuncusu gerçekleşecek. Yani bir haftamız kaldı.

İklim Grevleri’ne katılan çok sayıda kurum var. Bu kurumlar içerisinde farklı görüşler-tavırlar-ifadeler olabileceği düşünülerek, aileler ve küçük çocukların süreklileşen katılımlarını sekteye uğratmamak da hedeflenerek, emperyalist savaşlar-işgallere karşı eylemler 27 Mart’ta yapılacak.

Ancak 27 Mart’ta yapılacak eylemleri hem Fridays For Future (Gelecek İçin Cumalar), hem anti-faşist kurumlar, hem de kendisini işgal karşıtları olarak tanımlayan kurumlar ortak bir şekilde örgütleyecekler.

Bugün itibariyle, Almanya’da İklim Grevi’ni gerçekleştirecek olan bölge sayısı 200’ü buldu. Ki bu bölge sayısı, ilerleyen günlerde mutlaka artacak.

Yani Almanya’da nerede yaşıyor olursak olalım, orada greve katılmamız mümkün.

***

2019 yılında başlatılan ilk İklim Grevi’nden bugüne dek, tüm inisiyatif Fridays For Future’ye ait.

Ve o zaman henüz lise eğitimi gören gençler, bugün bizleri grev hakkında bilgilendirecek ve greve katılmaya motive edecek kadar çok şey öğrendiler.

Bu gençler; sayısız orman işgaline katıldılar. Bu gençlerin birçoğu gözaltına alındı. Ella, Lisa gibi tutuklananlar oldu.

Bu gençler; ördükleri ağlar içerisinde sayısız bilimsel çalışmayı paylaştılar.

Bu gençler; bilim insanlarının organize ettiği sayısız konferansa katıldılar.

Bu gençler; önce “plastik kullanımına hayır” diyenken, şimdi “doğayı değil kapitalizmi talan et” diyen oldular.

Bu gençler; sömürü çarkında biçilen sayısız ülkeyle-ülkeliyle irtibata geçtiler. Bu ülkelerde can bedeli mücadeleler veren aktivistlerle tanışıp, onların mücadelelerini kamuoyuna taşıdılar.

***

İklim Grevleri’ndeki inisiyatif tamamen gençlere bırakıldı.

Bu grevlere katılan sendikalar, partiler ve sayısız kurum; grev öncesinde, “Fridays For Future ile birlikte bu greve katılacağız” yönlü bilgi vermeyi sistemleştirdi.

Parlamento binaları işgal edildiğinde, orman işgallerinde, otoban işgallerinde, banka girişleri bloke edildiğinde, silah üretim merkezlerindeki taşıma faaliyetini durdurmak üzere yollar bloke edildiğinde ve gerçekleştirilen sayısız eylemde; polis şiddeti ve gözaltılar gündeme geldiğinde, Fridays For Future çatı örgütlülüğü de bu konudaki tavrını net olarak gösteren bir faaliyet seyri izledi.

Gençler, her grev öncesinde tüm dünyadaki gelişmeleri daha yoğun bir şekilde izleme-aktarma faaliyetini öğrendi ve süreklileştirdi.

Yani şimdilerdeki gibi; ağır vasıta sürücüleri, araç yakıtlarına gelen zamlar yüzünden “Fransa’daki gibi Almanya’da da kontak kapatıyoruz” demişler. Ya da “Barınamıyoruz” diyenler sayısız eylem gerçekleştirmişler. Ukrayna’dan gelenlerle röportajlar yapmışlar. Yardım kurumlarıyla birlikte süreci deneyimlemek üzere Polonya’ya giden gençler olmuş. Ve daha onlarca-yüzlerce haber!

***

İlk İklim Grevi’nden sonuncusuna dek; sadece bu grevlere katılma değil, olanları ve aktarılanları da takip etme imkânım oldu.

1 Mayıslar, 8 Martlar, Newrozlar gibi gelenekselleşen ve gün geçtikçe daha sağlıklı bir omurgaya kavuşan bu faaliyete Türkiyeliler’in katılımı yok denecek kadar zayıf.

Bu grevlere gümbür gümbür katılan ilerici kurumlara, taleplerine-faaliyetlerine ilişkin çok sayıda yazı kaleme aldım. Bunları burada tekrar yinelemeyeceğim.

Türkiye de bu grevlere katılan ülkeler arasında değil.

Türkiyelilersiz ve Türkiyesiz İklim Grevleri gerçekleşmekte!

Bu grevlere sınırlı sayıda Türkiyeli katılıyor olsa da; katılım sonrası aktarılan bilgiler oldukça eksik ve hatta hatta bazen yanlış!

Brecht’in dediği gibi, kendimiz öğrenmedikçe bilgisizliğimiz devam edecek.

1 Mayıslar’a, 8 Martlar’a, Newrozlar’a katılan yüzlerce-binlerce ailemiz var. Bu ailelerin çocukları İklim Grevleri’nde yok!

“Tüm Politik Tutsaklara Özgürlük”, “Sömürüye-işgallere son” gibi, bizim de taleplerimizi haykıran azımsanmayacak sayıda kurum katılıyor bu grevlere.

Çocuklarımızı ve gençlerimizi katılımları noktasında motive etmedikçe; bu grevler Türkiyelisiz ve Türkiyesiz kalacak.

Latin Amerika ülkelerinin, özellikle Zapatistalar’ın Almanya’daki bu yönlü faaliyetlerini takdir ettik! Aktardık, paylaştık!

Peki biz, Avrupa ülkelerinde yaşayan Türkiyeliler neden hâlâ bu kanallara akamadık. Bu kanallardaki muazzam bilgilerle, deneyimlerle ve eylemlerle beslenemedik!

Her İklim Grevi’ne katılışımda, yüreğim coşkuyla-heyecanla, “gençler gerçekten gelecek!” diyerek atıyor.

Tüm yüreğimle, daha fazla geç olmadan gençlerimizin bu kanallara akabilmesini umut ediyorum. Onlar bu yolu deneyimlemezse, biz bu treni de kaçırmış olacağız!