Hanau’da ırkçı katliam: Yaslıyız, gün dayanışma günü

Hanau’da 9 insanımız kurşunlandı: Yaslıyız, gün dayanışma günü

Geçen hafta Çarşamba günü beşi Türkiye Kökenli, hepsi göçmen kökenli dokuz suçsuz insan Hanau kentinde bir Alman neonazi tarafından acımasızca katledildi.

Ölenlere tanrıdan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum.

Bu saldırı aslında hiçte tesadüf değildi zaten geliyorum diyordu.

Çünkü bu saldırıdan daha on gün önce 12 kişilik ‘’ Harte Kern/Sert çekirdek ‘’ adlı aralarında Hamm şehrinde görevli bir Alman Polis memurununda bulunduğu sağ terör grubu çökertilmişti.

Bu gruptan birisi itirafçı, muhbir olup eylem planını itiraf etmeseydi ‘’Sert çekirdek’’ terör grubu eş saatlerde altı farklı yerde camiileri bombalayacaktı.

Keza başta Almanya'nın doğu eyaletlerinde olmak üzere, Almanya’nın hemen hemen her yerinde göçmenlere yıllardan beri bazıları ölümle sonuçlanan , şiddet ve çok sayıda irili ufaklı küçük saldırının gerçekleştiğini çoğumuz biliyoruz.

Daha bundan 2 ay önce yine Alman Parlamentosunun ilk siyahi Afrika kökenli SPD li milletvekili Karamba Diaby’ın seçim bürosu kurşunlanmış, sayısız Türk ve Arap camilerinin lokallerine geceleyin saldırılmıştı.

Şöyle hafızamızı kısaca bir zorlayalım, hatırlayalım daha da öncesi Solingen, Mölln kundaklamaları, NSU faciaları, cinayetleri, o saldırılarda ölen onca suçsuz insanımız unutulur mu hiç?

Almanya’ nın kendisini bir göç ülkesi olarak kabul etmesi yıllar aldı.

Bundan sonra yeni Göç ve Uyum daireleri kuruldu oralara personel yerleştirildi.

Yüzlerce uyum projesine start verildi.

Yeni göç ve vatandaşlık yasaları çıkarıldı.

Şimdi de Almanya AB dışındaki ülkelerdende kalifiye eleman, işgücü, akademisyen almaya hazırlanıyor.

Almany‘da tuhaf şeyler oluyor. Hannover gibi büyük bir şehirde, bir eyaletin başkentinde Türk kökenli bir siyasetçi Belediye Başkanı seçiliyor ama Hanau’da suçsuz, günahsız insanlarımız kurşunlanıyor. Akıl almıyor inanın.

Bir sürücü aynı anda hem gaza hem frene basamaz. Almanya şu an o durumda.

Küreselleşme ile ırkçılık nasıl bir arada olabiliyor?. Bunu anlayan birisi varsa bize de söylesin !

Daha bu sabah WDR 5 radyosunda dinledim; sadece Yaşlıların bakımı alanında ve yurtlarında çalışanlarda 100 bin işyeri açığı varmış.

Şimdi 1 Mart 2020 den itibaren meclisten geçen yeni işgücü yasasıyla diplomasını çevirten, Almanca öğrenenler, iş bulanlar yani 5-6 gün sonra Almanya’ya yeni göçmenler gelecek, burada çalışacaklar, Almanlarla komşu, iş arkadaşı olacaklar.

Almanlar gibi çok acılar çekmiş, bedeller ödemiş bir ülke hala nasıl anlayamıyor hiç bilemiyorum.

Hiç kimse zevkinden ülkesini, sevdiklerini, doğduğu toprakları terketmez.

Buralara gelen her insanın bir hikayesi vardır.

Hemen hemen dünyanın her coğrafyasından Afrika’dan, Asya’dan ve Latin Amerika’dan onbinlerce insan ya politik baskılardan ya yoksulluktan yada özel nedenlerle ölümü göze alarak, bazıları hatta insan tacirlerine binlerce dolar ödeyerek yeni bir gelecek için buralara geliyorlar.

Yazın Ege’ de Akdeniz’ de onca insan boğuluyor buralara gelmek isterken.

Boğulmayanlarında olası bir Neonazinin kurşunlarıyla katledilmesi ne acı bir gerçek olsa gerek.

Evet Almanya’da “Yükselen bir Irkçılık ve ayrımcılık var’’. Buna karşın toplumun her ferdinin kurumununda sorumlulukları bulunmaktadır.

Beni en çok endişelendiren durum bu ırkçı insanlık düşmanı aşırı sağcıların polis ve adli mercilerdede bulunmas,ı olması.

Yani kurumsal ırkçılık ve buna karşılık Türkiyelilerin dağınık olması bu son Hanau’ daki saldırılara karşı birlikte güçlü demokratik bir tepki koyamaması.

Oysa ki gün dayanışma günüdür. Bugün onaysa yarın bizede olabilir böyle bir saldırı.

Hanau her yerde…

Neonaziler ayrım yapmadan göçmenlere, yabancılara, mültecilere saldırıyorlar.

Çünkü onlar bir yandan Alevi Birlikleri Federasyonu'nun Köln'deki binasının duvarlarına Nazi sembolü gamalı haçlar çizerken, faşit sloganlar yazarken, Marl’daki Cemevini kurşunlarken öte yandan Camilerin önüne domuz kafası koyup, ırkçı yazılamalar yapıyorlar.

Yani anlayacağınız ırkçı terör hiç ayrım yapmıyor şu yada bu diye ‘’ tüm kara kafalılar’’ terörün hedefinde.

O halde kader birliği yapmak lazım.

Tüm bu gelişmelerde asla unutulmaması gereken bir şey ise kim ne derse desin Almanya ve ekonomisi yabancı, göçmen işgücü olmadan yapamaz.

Çünkü nüfusları devamlı geriliyor, fazla çocuk yapmıyorlar. Her sektörde çalışacak işgücüne ihtiyaç var.

Tüm bu olumsuz, endişe verici gelişmelere rağmen ben Almanya'daki halkın yüzde yetmiş, seksen gibi bir çoğunluğunun bu ırkçı saldırıları asla kabul etmediğini, onaylamadığına inanıyorum.

Çünkü bu hafta sonu Almanya’nın bir çok şehrinde ırkçılığa karşı düzenlenen yürüyüşler ve mitinglerde Hanau saldırısını protesto edenlerin yüzde doksanı yine Almanlardan oluşuyordu.

Almanlar ikinci kez aynı hatayı yapamazlar ve yapmamalılar.

Bu ülke faşist Hitler rejiminin savaş politikaları yüzünden 20 milyona yakın insanını yitirmiş yine II. Dünya savaşında toplam 50-55 milyonun ölümüne neden olmuştur.

Bu nedenle ülkeyi yöneten siyasiler, yöneticiler topluma doğru mesajlar vermeli, gerçekleri söylemeliler. Seçimlerde yada sıkıştıkları zaman gündemi değiştirmek yada sağ kesimden oylar almak için göçmenleri günah keçisi olarak göstermemeliler.

Ayrıca hiç unutmamalıdır ki AfD, yani Federal Parlamentoda 90'nın üzerinde vekili olan Almanya için Alternatif partisi mutlaka geriletilmelidir. Bu ırkçılar, katiller bu ırkçı partiden de esinlenmekte moralmen güç almaktadırlar.

Irkçılık her nerede olursa olsun ideolojik bir düşünce değil aksine psikolojik bir hastalıktır, rahatsızlıktır.