Hamburg Anlaşması ve sonrası



Hamburg Eyalet Hükümeti Almanya göç tarihinde bir ilke imza atarak çok önemli bir anlaşma imzaladı. Hamburg'da yaşayan dinler ve inançlarla eşitlik anlaşmasıydı bu anlaşma. Bu anlaşmada geç kalınmış olsa da Almanya'da ilk olması çok önemli. Diğer eyaletler de er geç bu tür anlaşmaları imzalayacaklardır.

Hamburg Eyalet Hükümeti'nin yaptığı eşitlik antlaşmasının en önemli yanı ;

Hamburg Hükümeti'nin Aleviliği ayrı bir inanç olarak tanımasıdır. Hamburg Hükümeti Aleviliğin, ibadetleri,ritüelleri ve inanç yapısıyla kendine özgü bir inanç olduğunu tanımıştır ve bu kararın aleviler açısından tarihsel bir değeri vardır. Bu karar Türkiye'nın ve hakim mezhep sünniliğin iki yüzlü politikalarına vurulmuş bir darbedir.

Yüzyıllar boyu

Osmanlı İmparatorluğunun belirli bir döneminden, özellikle Yavuz Sultan Selim dönemi ve sonrasında Alevilik, müslümanlık dışı sapık bir inanç olarak görüldü, katliamlara uğradı, Şeyh-Ül-İslamlar Aleviler hakkında ölüm fetvaları çıkardılar, korkunç iftiralara maruz kaldılar. Yönetici mezhep Sünni'liğin dili hep ayrımcı Aleviler ve Müslümanlar oldu. Bu söylemin altında yatan, Aleviler müslüman değildir. Bu söylem hala geçerli,özellikle politikasını Sunni islam üzerine kurmuş olan AKP iktidarı döneminde daha da artmıştır.

AKP ve Sunnilerin iki yüzlülüğü

Günümüzde Aleviler hızlı bir şekilde örgütleniyor. Artık inançlarına sahip çıkıyorlar. Cem Evleri açıyorlar,istemlerini dile getiriyorlar. Bu durum haliyle AKP ve Sunnilerin hoşuna gitmiyor. Danıştay'ından meclisine aleviliğin islamın bir parçası olduğunu, alevilerin ibadet yerinin Cami olduğunu söyleyerek cem evlerinin ibadet yeri olması istemlerine karşı çıkıyorlar. Alevilerin haklı inanç istemlerine hep bu gerekçelerle karşı çıkıyorlar,diğer yandan Cami'lerinde aleviliğin islam olmadığını vaazediyorlar. Katliamlara göz yumuyor hatta teşvik ediyorlar. Hangi islami kuruluş Sivas'ta onbin kişinin "Allah Allah" nidalarıyla yaktığı 35 canın ardından bu vahşi katliamı kınadı. Ben duymadım duyan bildirsin.

Alevilerin belirli kesimi neden "biz müslümanız" diyor

Yavuz Sultan Selim'den bu yana Türkiye'de açıkca Aleviyim demek,katliama,kırıma, iftiraya uğramak demekti. Aleviler yüzyıllarca inançlarını saklamak zorunda kaldılar. 'Alevinin kestiği yenmez' diyen Emevi sünnisi bir komşuyla yaşamak zorunda olan bir alevi elbette biz de müslümanız diyecek asıl inancını gizleyecek. İşin içinde katliam var,allah allah naralarıyla yakılmak var bu durum birkaç yıldır değil beş yüz yıldır böyle. Bu gün bile alevyim demek cesaret işi . Evin işaretlenir, Ramazan'da provakasyona uğrarsın işinden olursun. Türkiye'de bir araştırma yapılsa devlete ait bakanlıklarda,diğer işyerlerinde,AKP belediyelerinde alevi çalışanların işlerinden olduğu kesindir. Beşyüz yıllık baskı,katlıam,asimilasyon alevilerin biz de müslümanız demesine yol açmıştır.

Sonuç olarak

Bu gün aleviler örgütlenmiştir. Örgütlü aleviler takiye yapmaktan vazgeçerek asıl inançları doğrultusunda inanç istemlerini dile getirmektedir ve AKP hükümeti iki yüzlülük yaparak siz müslümansınız,ibadet yeriniz Cami'dir diyor. Hamburg Hükümetinin bu önemli kararı sonrası bir internet sitesine konuşan Şura başkanı Yoldaş, Muslüman olmadığını söyleyen aleviler bir avuç marksist leninisttir demiş. Alevilik konusunda en son konuşması gereken kişi Yoldaş ve onun gibilerdir. Yoldaş, beşyüz yıldır alevileri katleden emevi müslümanlığın bugünkü sözcüsüdür. Ne Sivas katliamına,ne Maraş katliamına karşı bir tavır koymamıştır. Masum değildir. Türkiye'de alevilerin Cem Evi istekleri doğrultusunda ağzını açmamıştır. Yoldaş'ın ve ait olduğu inanç mensuplarının inanç özğürlüğü zorunlu olarak Avrupa ülkeleriyle sınırlıdır. Türkiye'de diğer inançlara baskının baş aktörleridir. Alevileri hiç değilse bu ülkelerde rahat bırakın. Örgütlü aleviler ne olup ne olmadıklarını çok iyi biliyorlar. Size söz düşmez.



- - - -