Girişimci ve Yenilikçi Üniversite Endeksi Üniversiteler İçin Ne Anlam İfade Ediyor



 

TÜBİTAK tarafından açıklanan “Girişimci ve Yenilikçi Üniversite Endeksi” 5 farklı değerlendirme ölçeğindeki 23 göstergeye göre ilk 50 üniversiteyi sıralamaktadır. İlki geçen yıl yayınlanan bu endeks, YÖK, TÜİK, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, TPE, Kalkınma Bakanlığı, TÜBA, TTGV ve KOSGEB işbirliği ve verileri çerçevesinde hazırlanmış bulunuyor.  TÜBİTAK tarafından açıklanan bu tablo uzun vadede neyi hedefliyor, tam anlayamadım ancak sanayicilerin iş talepleri, proje veren kuruluşlar ve hatta öğrenci tercihlerinde bu sıralama belli etkiler yapacaktır. Üniversiteler arasında girişimcilik ve yenilikçilik odaklı rekabet artacaktır.


Sıralamaya bakıldığında ODTÜ, Sabancı ve Bilkent Üniversiteleri ilk üç sıraya girse de son yıllarda yeni kurulan bazı vakıf üniversitelerinin de üst sıralarda bulunması; bu değerlendirmede başka parametreler örneğin proje üretme, internet girişimciliği vs. gibi konular indekslere ilave edilseydi sıralama nasıl olurdu sorusunu akla getiriyor.


Vakıf üniversiteleri son yıllarda içeride ve dışarıda bilimsel çalışma yapan bilim insanları transfer ettiler. Kadrosundaki nitelikli bilim insanı ve onların ürettikleri sıralamayı değiştirmektedir. Ki genelde bu sıralama nitelikli bilim insanlarının etkisi ile oluşmuştur. Ancak bazı köklü üniversitelerin çok geride kalması nicelik nitelik tartışmasını yeniden başlatabilir. Buradaki kritik soru, Yeni kurulan üniversitelerde görev alan bu kişiler bu bilimsel üretimlerini bulundukları üniversitede mi yaptılar sorusudur.

 

Üniversite Üst Yönetim Belirleme Şekli ve YÖK’ün Etkisi Sıralamada Etkili Oluyor mu?


Yine de en azından elimizde bazı kriterler var ve üniversiteler buna göre kendilerini değerlendirebilir. Bazı vakıf üniversiteleri parasal ve temel politika bakımdan patronaj etkisinde olsalar da üniversite iklimi yaratma ve sosyal ortam oluşturma bakımından da kamu üniversitelerinden daha rahat görülüyorlar.  Bunda YÖK’ün kamu üniversitelerine yönelik merkezden müdahalelerinin etkisini de dikkate almak gerekiyor. YÖK kamu üniversitelerine fayda değil, zarar veriyor. YÖK’ün merkezi müdahaleleri, ön kriterleri belli olmadan salt ön seçime dayalı rektör adaylıkları, bunların tekrar YÖK ve Cumhurbaşkanınca elenerek kendine uydurulmasıyla şekillenen yönetim anlayışları nitelikli kadro oluşturma, yeni araştırıcıların üniversiteye kazandırılması, eğitim ve öğretimde yeni reform ve paradigmaları oluşturmada beklenen mesafeyi sağlayamamaktadır. 


Yeniden TÜBİTAK değerlendirmesine dönersek, sıralamada Çukurova Üniversitesinin 46,9 ile 17. sırada yer almaktadır. İlk 50 sırlamasını kabaca kendi içinde kategorize edersek 1) 60 ve üzeri, 2) 50-60 arası, 3) 40-50 arası ve 4) 30-40 arası 5) 30 ve altındakiler olarak sıralarsak Çukurova Üniversitesini 3 kategoride ilk 15-28 üniversite aralığında yer almaktadır. 

 

Girişimci ve Yenilikçi Üniversite Endeksinin Üniversiteler İçin Önemi Nedir?

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün,  TÜBİTAK tarafından belirlenen yenilikçi ve girişimci ilk 10 üniversiteye 10 yıl boyunca yılda 1 milyon dolar destek vereceğini açıkladı.  Daha çok Teknoloji geliştirmeyi ve Patent almayı hedeflenen bu proje ile üniversitelere önemli bir gelir kazandırmış olacaktır.

 

Çukurova'nın Potansiyeli İlk 10 Üniversite İçinde Olmalı


Söz destekten Çukurova Üniversitesinin yoksun kalması üzücü ve bizlerinde bir an önce kendimizi yenilememiz ve ilk ona girmemiz yaralı olacaktır. Çukurova'nın belirli bir potansiyeli vardı ve halen de belirli birimlerde potansiyel bilim insanları var ve doğru bir yönetim anlayışı ile daha fazla motivasyon kazandırılabilir. Daha öncede birkaç kez yazıldığı için üniversitenin bölgede kurulan kamu ve vakıf üniversiteleri potansiyelini ve taleplerini de gözeterek yeniden ciddi bir değerlendirme yapması yararlı olacaktır. Ciddi bir motivasyonun yaratılması ile üniversitenin potansiyelin harekete geçebileceğini düşünüyorum. Tabandan tavana ve tavandan da tabana üniversite üzerindeki ölü toprağın atılması, var olan ataletten kurtulması için hep beraber güneyin incisi Cumhuriyetin ilk 10 en büyük üniversitesi olan Çukurova Üniversitesinin 1980’li yılardaki ilk 10 üniversite sırasına yeniden oturtulması için çabalamamız hepimizin yararınadır. 

 

Üniversitenin öncelikli hedefinin bilimsel araştırma ve nitelikli eğitim olması, ileri araştırma projelerin ve güdümlü projelerin en üst düzeyde desteklenmesi, üniversitede bilimsel kongre ve uluslararası çalışmaların her düzeyde desteklenmesi ve isteklendirilmesi şart. Öncelikli olarak üniversitenin bilim politikasını oluşturması, hedefli ve dünyada ses getirecek büyük bilimsel araştırma projeleri başlatması şart. Bilim politikası eksenli misyon ve vizyonuna uygun akademik kadroların oluşması kaçınılmaz görülüyor.


İlk 10 üniversite arasında yer alabilmek için üniversitenin artık kendi akademik kriterlerini ve belirli bir çıtayı oluşturması ve bundan taviz vermemesi üniversitenin gelecekteki başarısı için kaçınılmaz. Üniversitenin lisansüstü ve doktora eğitimleri sürekli taze kan ile beslenmesi için burs ve teşvikler oluşturulmalı ve yenilenmelidir. Bilimsel çalışma yapan bilim insanlarının özlüklerinin iyileştirilmesi, değişik düzeylerde desteklenmesi, üretken projeci, araştırmacı, öğrencilerine ve bulunduğu ortama hareket getirici, yaratıcı, doğa ve insanı olayla duyarlı yazan çizen kişilerin kadrolara taşınması, mevcutların üniversitemizde tutulması, her birim ve akademisyenin üniversite ve Adana’da taşıyıcı araştırma hedefleri oluşturması önemli olacaktır. 

 

Acilen Üniversitenin İyi Olduğu Alanları Belirlemeli Ve Daha Fazla Destek İle Türkiye’nin En İyisi Olmaya Çalışmalıdır


Bu bağlamda Üniversitemizin hangi alanlarda iyi olduğunu ve bu konuda ne tür nitelikli bilim insanına ihtiyacımız var bunu bilmemiz gerekir. Örneğin Akdeniz Üniversitesi tıp ve doku naklinde öne çıkmış, Ege ve Gazi üniversiteleri "matematik ve bilgisayar" alanlarında
ODTÜ'nün "Biyomedikal Bilimleri" ve "Mühendislik ve Yer Bilimleri" iyi olduğu Hollanda’nın Leiden Üniversitesinin hazırladığı 2008-2011 yılları yayınlarına göre Türkiye üniversitesi çalışmalarında öne çıktıkları rapor ediliyor. Çukurova Üniversite’sinde belirli ölçüm kriterleri ile iyi olduğu alanları ve laboratuvarları belirlemeli ve bir iki konuda öne geçmesi ile ilk 10. Sıradaki yerini oluşturabilir.


Üniversite Her Türlü Sosyal Ve Bilimsel Etkinliğe Açık Olmalı Ve Dinamikleri Teşvik Etmelidir


Üniversitemizin tüm bunları gerçekleştirebilecek potansiyeli olduğu kanaatindeyim. Bu potansiyeli fiiliyata geçirecek küçük, ancak anlamlı adımlara, desteklere ihtiyaç var. Sanırım, bunun birinci koşulu hiçbir engellemeye maruz bırakmadan tartışma, konferans, sempozyum, çalıştay türü etkinlik ve bilimsel işbirliklerinin teşvik edilmesidir (Bu arada ifade etmek gerekirse bazı konuşma, konferans ve öğrenci etkinliklerine sudan sebeplerle doğrudan veya dolaylı engeller çıkarılması değil tam tersine teşvik edilmesi üniversitenin dinamiklerinin harekete geçmesi, sosyal düzeyi gelişmiş öğrencilerin üniversiteye gelmesi bakımından önemsenmelidir). Öğrencilerin okuma, araştırma, tartışma ve yaratma kültürlerinin teşvik edilmesidir. Yöneticilerin bilimsel konularda, kalkınma konularında, ülke ve dünya politikalarının şekillenmesinde,  araştırma öncelikleri konularında taşıyıcı açıklamalar yapması, bunun için çeşitli birim ve kurullar oluşturması, kütüphane, araştırma ve yayın politikaları oluşturmasıdır.

Tüm bunlar için önkoşul ise biraz cesaret gösterilmesidir.

TÜBİATK Girişimci ve Yenilikçi Üniversite Endeksi Tablosu aşağıda bilginize sunulmuştur.