AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın iktidara gelmesinde 1999 Gölcük depreminin önemli rol oynadığına dikkat çeken Financial Times, Maraş merkezli depremler sonrasında hükümete yönelik öfkenin kendisinin 2023'te kaybetmesine sebep olabileceği ifade edildi.
David Pilling, gazete için kaleme aldığı makalede Haiti, Japonya ve yine Türkiye'de geçmişte yaşanan depremlerde gördüklerinin, çekim ekipleri afet bölgelerini terk ettiğinde gerçekten inşa sürecinin başladığını ve doğal afetin uzun vadeli maliyetinin ortaya çıkmaya başladığını gösterdiğini belirtti.
Makale için değerlendirmelerde bulunan uzmanlar, doğal afetlerin siyasi ve ekonomik sonuçlarının öngörülmesinin zor olduğunu söylerken etkilerin kamu finansına zarar verebileceğini, kalkınma önceliklerini değiştirebileceğini, hatta iktidarlar devirebileceğini ifade etti.
T24'te yer alan habere göre Port-au-Prince’teki Quisqueya Üniversitesi’nin rektörü Jacky Lumarque, 2010'da ABD verilerine göre 300 bin kişinin ölümüne sebep olan depremle ilgili, "İyi yoldaydık ancak deprem her şeyi mahvetti" dedi.
Depremden sonra Haiti'nin başkenti toparlanamadı. Güvenlik çöktü ve Port-au-Prince'in büyük bölümü bugün silahlı çeteler tarafından kontrol ediliyor.
Pilling, başka bir örnek olarak 1972'deki Nikaragua depremini gösterdi. Nikaragualı diktatör Anastasio Somoza deprem sonrası süreçte müdahalede yetersiz kaldı ve yönetiminin yardım paralarını çaldığı iddia edildi. Yaşananlar, 7 yıl sonra 1979'da rejiminin çökmesine giden olayları tetikledi.
Pilling ayrıca, 1999 Gölcük depreminde hükümetin müdahalesinin yetersiz kalmasının AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'a iktidar yolunu açtığına dikkati çekti.
Türkiye'nin bir seçim senesinde olduğuna dikkat çeken Pilling, "Hükümetin depreme yeteri kadar hazır olmaması ve bina yönetmeliklerine uyulması konusunda esnek davranılmasına yönelik öfke, Erdoğan'ın siyasi çöküşüne katkı sağlayabilir" yorumunda bulundu.
Makalede imar afları sayesinde son 20 yılda güvensiz binaların dikilmesine izin verildiği vurgulandı.