Yeşiller’in bugün yapılan parti küçük kongresinde Ukrayna’ya ağır silahlar verilmesi, Almanya ordusunun silahlandırılmasının yanı sıra önemli bir tespit daha yapıldı: Rusya’dan ucuz petrol ve doğal gaz alımı modeli iflas etmiştir.
Bunun yerine yenilenebilir enerji üretiminin artırılması konuşuldu.
Yenilenebilir enerjinin Almanya’nın ihtiyacına yetecek kadar üretilebilmesi için yıllar geçmesi gerekiyor. Ek olarak bu enerji de Rusya’dan alınandan daha pahalı olacaktır.
Bu durumda her alanda fiyat artışlarının faturasını kim ödeyecektir?
Enflasyon şu anda bile Almanya tarihinde yıllardan beri görülmemiş oranda artmıştır. Hükümetin yapmaya söz verdiği ekonomik destek ne kadar olursa olsun fiyat artışlarının getirdiği yükü karşılaması mümkün değildir. Bu durumda enerjinin pahalanması sonucu her alanda yaşanacak fiyat artışlarının yükünü işçiler ve genel olarak çalışanlar taşıyacak demektir.
Yeşiller’in ekolojik dönüşüm planı da –büyük kentlerde örneklerinin yaşandığı gibi- temelsizdir.
Zaten dar olan caddeler daha da daraltılarak bisiklet yolları yapıldı. Sanılıyordu ki insanlar arabalarını bırakıp bisiklete binmeye başlayacaklar. Çok az sayıda insan bunu yaptı. Araba sayısında hemen hiç azalma olmadığı için kentlerde trafik sıkışıklığı arttı, dolayısıyla kentlerin havası temizlenmedi daha da kirlendi.
Petrol fiyatları birkaç aydır yüksek olduğu için araba kullanımı azaldı ama şimdi bile trafik sıkışıyor, ilerde bu sıkışıklık artacaktır.
Motorlu taşıt sayısı azaltılmadan –nasıl yapacaklarsa artık- ekolojik dönüşüm boş bir sözdür. Elektrikli motorların kullanılmasının yaygınlaşması daha zaman alacaktır çünkü –bu motorda kullanılan kurşun batarya yapımının yarattığı çevre kirlenmesini dikkate almasak bile- elektrik dolum istasyonları çok azdır ve fazla zaman almaktadır. Depoyu en fazla on dakikada doldurabilen insanların en az iki saat –hatta daha fazla- bataryanın dolmasını beklemeleri mümkün değildir.
Otoyollarda hız sınırlandırılması ise düşüncesizliğin ürünüdür.
Otomotiv sanayisi Almanya’da önemlidir. Mercedes, Volkswagen, Audi, Porsche gibi Alman markalarının yanı sıra Opel ve Ford da ülkede üretilmektedir. Araba satış sayısı her yıl artmaktadır.
Her modelin kendi iç çeşitleri vardır ve bunlar genellikle yüksek hız yapabilen arabalardır. Otoyollarda hız limitinin saatte 100 veya 130 kilometre olarak belirlenmesi –Yeşiller daha önce ilkini savunuyordu- otomotiv sanayisinin ölmesi demektir.
Ekoloji adı altında aklına ne geliyorsa savunarak bir yere varılmıyor.
Bakalım insanlar bu taleplerin temelsizliğini ne zaman görecekler?
Motorlu vasıta sayısını azaltmadan hava kirliliğine karşı çıkmak temelsizdir.
Bunu da nasıl yapacaksanız artık…