Eylem ve eylemsizliği buluşturan, düzenin hukukuyla çatışan sosyal medya

Sosyal medyayı, dijital dünyanın görünen yüzü, eskinin ve yeninin çatıştığı toplumsal alan olarak düşünebiliriz.  ‘toplumun maddi üretici güçleri’ni oluşturan bu alan, teknolojinin sosyalleştiği, parasız iletişimin sağlandığı, düşünceyi, insan ilişkilerini ve olayları toplumsal hale getirip merkezileştirdiği, daha doğru bir anlatımla gelecek toplumun habercisi ve de kapitalizmin mezar kazıcılarından biridir. Bugün, sosyal medya ve facebook denen bu alanın, düzenin ilişkileriyle nerde çatışıp, nerde çatışmadığına bakalım. 

         Önce olumsuzluklar. Yani kapitalist sistemin ürünleri.

1-) Bu dijital platformlar, katılımcıların bilgilerini önemli ölçüde devlete ve şirketlere vererek veya onlar tarafından alınmasını engellemeyerek, üyelerini hem risk etmekte hem de onları kapitalist pazarın tüketicileri haline getirmektedir.

2-) Facebook, aynı zamanda mafyatik amaçlara(şantaj, para koparmak, kişisel hesaplaşmalar, organ satışı vb.) sex vb. cinsel suçlara ve olumsuzluklara kapı açmaktadır.

3-) Ayrıca toplumda ismi çıkmış ünlü olan kişiler veya iktidar adına algı yönetmek için hesap açılmaktadır. Dahası, bir kesimine troll diyeceğimiz bu hesaplar, ölüm, hapis, şiddet, itibarsızlaştırma, suç yükleme vb. eylemlikleriyle caydırıcı ve korkutucu roller oynamaktadırlar. Bu olumsuzluklara en tipik olarak, Pelikan grubunu, kişiler için ise, İlber Ortaylı gibi sayfaları örnek verebiliriz.

4-) Sosyal medya ve özellikle facebook’un olumsuz yanlarından biri de ilerici, demokrat, devrimci ve muhalif insanların bu platformları abartması ve pratikten kendini kopartmasıdır. Bu insanlarımız, yaşamda kitap okuma, karşılıklı tartışma, ortak araştırma gibi fiili alanlardan kendini kopararak sosyal medya ile sınırladığı, pratik ile sosyal ve yaşamla olan ilişkilerini asgariye indirdiği oranda, kendini psikolojik ve sosyal kırılmaların içinde bulacaktır. Dolayısıyla: takipçi kaybetmemek için herkese şirin davranmak, takipçisinin yanlışlarını görmemezlikten gelmek, birilerini kıskanmak, herkesin hoşuna gideceği, örneğin mağdurluk vb. üzerinden paylaşımlarla kendini sınırlamak, düşüncelerin tartışmasına katılmamak, sahte beğenilerle kendini olduğundan farklı göstermek, düzenli takipçilerinden(fanlarından) etkilenmek vb. Yeni bir insan tipi ortaya çıkmış olmaktadır:  emojikolikler   

5-) Sosyal medya; öğrenenleri değil, cahil fakat öğreten kişileri yaratmaktadır.  

6-) Ayrıca teknolojiyle haşir neşir olması gereken işçi sınıfı ve temsilcilerinin, değişik nedenlerle(Ceza, yaşam savaşı, inanç engeli vb.) sosyal medyayı kullanamadıkları bir olumsuzluk olarak not edilmelidir.

7-) En önemli olumsuzluklardan biri de kadınların siyasi içerikli paylaşımlar yapmaları veya bunlara katılmaları oldukça düşük düzeyde seyretmektedir.

8-) Vb.       

Geleceğin habercisi olumluluklar, sosyal medyada, özellikle de facebook da şunlar:

1-) Sosyal platform, bana göre en önemli işlevini, kişilerin sınıfsal, toplumsal ve psikolojik konumlarını ortaya çıkartmakta olağanüstü bir rol oynuyor: sırf kişiye bakarak beğeni yapmak. Herhangi biriyle sorun yaşamışsa onun paylaşımlarına simge(emoji) bırakmamak. Ön yargılarla hareket etmek vb. olumsuzlukları yansıtan bir ayna Facebook.  

2-) Ortak payda anlamında, Instagram ’da ilgi gören paylaşımlar, genellikle kişisel hayat hikâyeleri(yaş günleri, sevda ilişkileri, ölüm veya düğün vb.), pratiğe ilişkin etkinlikler ve mağduriyet temalı yaşanmışlıklar oluyor. Bunları inceleyerek hikâyeler, romanlar ve senaryo çalışmaları yapabilirsiniz.

3-) Kadınların paylaşımları ve beğenileri siyaset de ürkek ve yeterince derinlikli olmasa da yaşama ilişkin erkek egemen kültürü reddeden sıra dışı bir kültürü yaygınlaştırıyor.    

4-) Face vb. sosyal medya araçları, insanlar arasında ki ilişkinin tüm suniliği ve yüzeyselliğine rağmen kişilerin psikolojilerinde ve moral değerlerinde olumlu etkilenmeler yaratmaktadır.

5-) Sosyal medyanın, düşünceleri, tezleri, sanatsal-kültürel çalışmaları plan ve projeleri herkese ulaştırma, tartışmaya açık hale getirme ve sorunları giderme aracı olduğunu söyleyebilirim. Sosyal medya platformları dünyayı bir köy haline getirmektedir. Örneğin Selahaddin Güleç arkadaşımızın torunu Nil için gerekli olan muazzam bir paranın(2 milyon beş yüz bin dolar) toplanabilme başarısı, sosyal medya ile mümkün olmuştur.  

6-) Esas olan ise: sosyal medya araçlarının eylemsel bir rolü bulunmaktadır. Çağımızın yeni tipte etkinliklerinin, örgütlenme ve toplumu yönlendirme biçimlerinin şifrelerini içinde taşımaktadır. Sanırım ABD’de ki eski İşgal Et eylemleri ve son ‘siyahların hayatı da önemli’ protestolar, İspanya da ki 15 Mayıs Hareketi, Mısır’daki Tahrir meydanındaki kitlesel gösteriler, ülkemizdeki Gezi Parkı etkinlikleri vb. leri bunların başında geliyor. Ama daha da önemlisi, bu hareketlerdeki komünal davranışlar, demokratik disiplin, barışçıl ve kucaklayıcı yaklaşımlar ve de yeni tipte örgütlenme kültü bize bazı mesajlar vermektedir. Zalimlere karşı mücadele, bu deneylerin ışığında daha da etkili ve sürdürülebilir olacaktır. Daha da önemlisi, bize gelecek toplumun taleplerini ve yeni mücadele biçimlerinin şifrelerini veriyor.

Bu olumlu göstergeler, gelecek toplumun inşası için yürünen yolun daha başlangıcında olduğumuzu gösteriyor. Ayrıca bunlar, mevcut ilişkilerle çatışmaktadır. Düşünsenize dünyanın en zenginlerine ait bu platformlarda, ezilenlerin, aşağıdakilerin, kitlelerin talepleri, etkinlikleri, protestoları, öfkeleri giderek ortak, parasız, çıkarsız ve komünal olarak daha fazla yer alıyor fakat patronlar bunu engelleyemiyor. Bundan daha büyük ve anlamlı bir zıtlaşma var mı? İşte bu gelecek toplumun ayak seslerinin, ‘mevcut üretim ilişkileriyle çatışma durumuna’ girdiğinin resmidir. Çünkü bu, kapitalist barajın çatlaklarına girip onu yıkacak olan suyun durdurulamaz akışıdır. Toplumsal Devrimler Çağı finali başlamıştır diyebilirim.