SEYYAR SATICILIKTAN TÜRKİYE GENELİNE VE AVRUPA’YA
10 yıl önce İstanbul’un Avrupa yakasında seyyar satıcılıkla satışa sunulan Komagene adlı Etsiz Çiğköfte, ardından Franchise sistemiyle şehrin diğer semtlerine ve yavaş da tüm Türkiye’ye yayılarak bugün tam 290 şubeye ulaştı.
Açılış dolayısıyla Hamburg’da bulunan Komagene İstanbul bölge sorumlusu Şahin Yanmaz, çiğ etin sağlıklı bir gıda maddesi olmaması ve et yemeyenlerin de bu ürünü beğenmeleri sebebiyle İstanbul’daki fabrikada hiç el değmeden seri üretime geçildiğini ve vakumlanmış halde uçak kargosuyla gelen Etsiz Çiğ Köfte’nin burada ylnızca sıkım işleminden geçtiğini belirtti.
Komagene’nin Hamburg işletmecileri Barış Ergün ile Murat Aydar, Etsiz Çiğ Köfte’den başka Osmanlı ve Saray Şerbetleri ,Sos, Nar ekşisi ve Şalgam suyu gibi özel içeceklerin de satışa sunulacağını ifade ederek , „Her ayın 15. gününde müşterilerimize özel ikramlarımız da var.. Buna göre, her ayın 15’inde gelen müşterimize sipariş verdiği porsiyonun yarısı kadarını da ayrıca biz hediye ediyoruz“ dediler.
Genç ortaklar Ergün ve Aydar, sürekli olarak yeni yeni kampanyalar düzenleyeceklerini ve fiyatların da yarım porsiyon 5 Euro, tam porsiyon 10 Euro, Dürüm 3 Euro olarak belirlendiğini açıkladılar.
KOMAGENE ÜZERİNE BİLGİLER
KOMMAGENE UYGARLIĞI
KOMMAGENE Krallığı bugün ki Adıyaman bölgesinde, Persler ve Romalılar arasında, dönemim 2 süper gücü ile barış içinde yaşamış bir devlettir. Uygarlık tarihinde 300 yıl boyunca savaşmadan varlığını sürdüren başka bir devlet yoktur. KOMMAGENE barışın, diplomasinin ve uygarlığın sembolüdür. Yaklaşık 2 bin yıl öncesine kadar bu bölgede hüküm sürmüştür. Bugün o medeniyetten kalan eserler dünyanın 8. Harikası kabul edilmektedir.
Yine aynı bölgede, bugün Peygamberler diyarı olarak da adlandırılan Urfa yöresinde Hz İbrahim’in ateşe atıldığı rivayet edilmektedir. Bu olay Kommagene Uygarlığından yaklaşık 2 bin yıl önce, yani günümüzden 4 bin yıl önce gerçekleştiği varsayılmaktadır.
Geleneksel Anadolu mutfağının vazgeçilmezlerinden olan çiğ köftenin tarihi de bu bölgeye dayanmaktadır.
Çiğ köfte'nin doğuşu ile ilgili olarak, günümüze kadar farklı hikayeler ulaşmıştır.
Bunların hepsi Hazreti İbrahim Peygamber zamanında yaşanmıştır.
Dönemin Nemrut’ u Hazreti İbrahim’in büyük bir ateşte yakılmasını emreder. Bu amaçla Komagene’ deki bütün odunları toplatmış, halkın da ateş yakması yasaklamış.
Hikayeye göre bir avcı avladığı ceylanı eve getirir. Hanımına yemek hazırlamasını söyler.
Kadın odun bulup ateş yakamaz. Çünkü bütün odunlar Nemrut tarafından toplatılmıştır.
Ceylan’ın but tarafından etini ayırır. Onu bir taşla iyice ezer. Yani kıyma kıvamına getirir.
Sonra eti bulgur, biber ve tuzla karıştırarak yoğurur.
Böylece tadına doyum olmayan o leziz çiğ köfte meydana gelir.
Geleneksel lezzetleri, kendi kültürümüzle ve tarih mirasımızı da yaşatma adına, ürettiğimiz ürünlere Komagene adını verdik.
........................................................................................................................................................................................
KOMAGENE ETSİZ ÇİĞ KÖFTE
Çiğ köfte, hazırlanışı ve sunuluşuyla yemekten öte, bir şölendir. Orijinali çiğ etle yapılır ve yerinde tüketilir. Çiğ etle yapılan köfteler, doğru şartlar yerine getirilmediğinde zararlı bakteriler üretmekte ve insan sağlığı için tehlike oluşturmaktadır. Nakliyesi, servisi, saklama koşulları oldukça zordur. Çiğ etin merkezde üretilip dükkânlarda satılması gıda sağlığı açısından mümkün değildir. Etsiz çiğ köfte bu ihtiyaçtan doğmuştur. Ürün ve hizmet yelpazesi ile Türkiye’nin (ve dünyanın) lider etsiz çiğ köfte zinciri oldu.
Ürünlerin kalitesi ve lezzeti, satın almadan depoya, üretimden dükkana, tezgahtan müşteriye ulasan bir zincir şeklinde sağlanır, izlenir ve raporlanır. Müşteriye sunulan hizmet, ürünü paketleyip vermekten ibaret değildir. Müşteriyi karşılama, beklentilerini anlama, ürünleri tattırma, isteklerini karşılama, uğurlama ve paket servis gibi unsurlar Komagene farkını oluşturur. Komagene’nin orta vadedeki hedefi, çiğ köftedeki liderliğini paralel ürünlerle genişletmek, üretimini bölgelerde yapmak ve yurt dışına açılmaktır.
Fotoğraflar: Faruk Yüksek