Demokrasiden bahsederken aslında topluma 22 yıl öncesinden söylediği "Demokrasi tramvay gibidir. İstediğin istasyonda biner, istediğin istasyona varınca da inersin" sözlerine hep sadık kaldı.
Fakat ne yazık ki, Türkiye’de demokrasi inşaa etmek isteyen ve toplumsal bir değişimi programlarına alan muhalefet ve siyasi aktörler dönem dönem Erdoğan'ı Türkiye’ye demokrasiyi getirecek bir kurtarıcı olarak gördüler. Bu durum 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrasında da devam etti.
15 Temmuz 2016 darbe girişimi Erdoğan için denize atılmış bir can simidi idi – bu darbenin ardında kimlerin olduğu malum - ardından ilan edilen 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile getirilen değişiklikle belediyelere kayyım ataması Erdoğan’ın vereceği keyfi karara göre yerel yönetimlerde siyaset bir tek adamın vereceği karara göre şekillendirildi. Ve bunun sonucu olarak bugüne kadar özellikle de Kürt bölgelerinde belediyelere 160 kez kayyım atandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bir yandan şeker dağıtırken, bir yandan da sopayı eksik etmedi. Erdoğan’ın İletişim Başkanliği web-sitesindeki "Demokrasi ve kalkınma yolunda verdiğimiz mücadelenin en yakın şahidi milletimizin ta kendisidir" sözleri toplumu demokrasi masalları anlatarak nasıl uyutacağının örneklerinden biridir.
Daha da ötesi 02 Eylül 2022 Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen AKP İstanbul Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı'ndaki konuşmasında söyledikleri "Gerçekleştirdiğimiz demokrasi ve kalkınma devrimleri sayesinde Türkiye, ülkesi ve milletiyle dünyanın en üst ligine yükseldi.“
Erdoğan’ın 22 yıl öncesinden söylediği "Demokrasi tramvay gibidir. İstediğin istasyonda biner, istediğin istasyona varınca da inersin" sözleriyle sonraki yıllarda söyledikleri arasında bir çelişki bulunmamaktadır. Çünkü Erdoğana göre demokrasi toplumu uyutmak ve yönetmek için anlatılan bir masaldan ibarettir.
Erdoğan bir yandan şeker dağıtırken bir yandan da muhalafete sopa gösterek siyaseti dizayn etmeye çalışmaktadır. Ya benden yana olursunuz yada berteraf olursunuz politikasıyla DEM parti başta olmak üzere CHP‘yede ayar vermeye çalışmaktadır. Bunun adı ise‚ 'yumuşama‘ veya 'normalleşme‘ olsa gerek.
CHP Esenyurt Belediye başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer‘in gözaltına alınarak tutuklanması ve ardından kayyım atanmasıyla başlayan sürece bugünden itibaren DEM Partili Mardin, Batman ve Halfeti belediyeleri de eklendi. Önümüzdeki günlerde başka belediyelere de yeni kayyımların atanması sürpriz olmayacaktır. İçişleri Bakanlığı'nın kararıyla görevden alınan ve yerlerine kayyım atanan seçilmiş Belediye Başkanlarının görevden alınması hep aynı yöntem ve gerekçeler yaratılarak, kamuoyu yanıtılmaktadır.
İktidar içine düştüğü ekonomik ve siyasi krizin üstünü 'Terör‘, 'milli güvenlik‘, 'barış‘ ve daha çok ‚demokrasi‘ ile örtbas etmeye çalışmaktadır. Bunun adı ise Kayyum’lu Demokrasi olsa gerek.
Ha birde 31 Mart seçimleriyle hemen hemen bütün Büyükşehir Belediyelerinin tümünü kaybaden AKP’nin Rant’tan beslediği çevresine yeni Rant alanları açarak ayakta durması hayati bir zarurettir.