MEDYA

"Erdoğan kaybederse kışkırtıcı bir eyleme girişebilir"

Dünya basını Türkiye'deki seçim sürecini yakından takip ediyor. Alman Der Spiegel dergisi, kapaktan duyurduğu haberde "Erdoğan seçimi kaybederse, Donald Trump’ın kongreyi bastırması gibi taraftarlarını kışkırtıcı bir eyleme girişebilir. Kılıçdaroğlu, ABD’de tabuları yıkan Obama gibi geliyor. 1000 odalı saraya karşı, mutfağından yayın yapıyor" ifadelerini kullandı.

Türkiye'deki her seçim öncesi geniş analizler yapan ve Erdoğan'ı kapağa taşıyan Alman Der Spiegel Dergisi, seçimlere bir hafta kala yine geniş bir haber-analiz hazırladı.

Türkiye'ye gidip önce İstanbul, ardından Anadolu'da çeşitli izlenimler toplayan, Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşen Maximillian Popp, Özlem Topçu ve Şebnem Arsu'dan oluşan dergi ekibi 10 sayfalık haber yaptı.

Derginin kapağında, altın varaklı koltukta oturan Erdoğan'ın, fotoşopla üzerinde işlem yapılmış suratı asık fotoğrafı yer alıyor. Oturduğu altın varaklı koltuk çeşitli yerlerinden kırılmış gösteriliyor. Derginin kapağında, “Yenilmezdi“ ifadesi “Yenilebilir“e dönüştürülmüş. Altında ise, “Yeniden diriliş ya da kaos. Erdoğan kaybederse ne olur?” ifadeleri yer alıyor.

‘YENİ NESİL BAŞKA YÖNE GİDİYOR’

Derginin 8. sayfasında, Erdoğan'ın pilot montlu fotoğrafı var. Burada, “Sallanıyor“ başlığı kullanıldı ve “Recep Tayyip Erdoğan'ın 20 yıllık iktidarında refah ve baskı vardı. Şimdi ebedi görünen başkanlık seçimle gidebilir. Hayal kırıklığı yaşayan destekçileri, yoksullaşmış yeni nesil ve genç seçmenler, yerine geçebilecek yeni bir adama doğru ilerliyor“ denildi.

İlk olarak Kasımpaşa'da incelemelere başlayan Der Spiegel ekibi, burada gözlemlerde bulundu ve Erdoğan seçmenleri ile görüştü. 82 yaşındaki bir Erdoğan seçmeni ve hemşerisi, emekli maaşı ile zor geçindiklerini vurgulayıp artık oy vermeyeceklerini söylerken, yaşamında bir şey değişmediğini, Erdoğan'ın ise 1000 odalı sarayda yaşadığını, kendilerinin fakirleştiğini anlattı.

‘TÜRKİYE ÖNEMLİ YOL AYRIMINDA’

Erdoğan'ın, Atatürk'ten bu yana en uzun yönetimde kalan ve ülkeyi etkileyen kişi olduğunu belirten dergi, “Ama şimdi ilk kez bu değişebilir. Cumhuriyet'in 100. Yılında Türkiye, bir yol ayrımında. Erdoğan yeniden seçilirse, ülke bir diktatörlüğe dönüşür ve huzurlu yaşam kalmadığı gibi bir daha da seçimler olmayabilir“ diye yazdı.

Sözcü'den Ali Gülen'in haberine göre, Cumhurbaşkanlığı seçimini Kılıçdaroğlu'nun kazanması halinde, Türkiye'nin pek de zorlanmadan yeni yola gireceği belirtilirken, Kılıçdaroğlu'nun demokrasiyi ve hukuk devletini yeniden inşa edeceklerini belirttiği vurgulandı.

‘ERDOĞAN, TRUMP GİBİ YANDAŞLARINI KIŞKIRTABİLİR’

Dergi şunu vurguladı:

“Erdoğan'ın olası bir mağlubiyeti kabul etmesi hiç de kesin değil. ABD'de Donald Trump'ın yaptığı gibi, yandaşlarını rakibine karşı kışkırtması da mümkün. İçişleri Bakanı, geçtiğimiz günlerde 14 Mayıs seçim gününü bir darbe olarak nitelemişti.“

Türkiye'nin AB ve NATO için önemli olduğunu belirten dergi, Erdoğan'ın da hem Kiev hem de Moskova ile ilişki kurabildiğini belirtti. Diğer yandan Suriyeli göçmenler, deprem gibi konuların ön plana çıktığı, İstanbul'da genç Türklerin İslamcı politikalardan dönmeye başladığı, Kayseri'de Erdoğan'ın ilk kez yenilebileceğini gördüğü, Ankara'da bir güç değişiminin olabileceği vurgulandı.

‘MUHAFAZAKAR KESİM DE ŞÜPHELİ’

Deprem bölgesine giden ekip, Adıyaman'da depremzedelerin “Devlet nerede?“ diye sorduklarını ve depremin ilk günlerinde kimsenin Erdoğan'ın talimatı olmadan yardıma gelmediğini anlattıklarını, müteahhitlerin depreme dayanıksız evler inşa ettiklerini, bu depremin “tek adam yönetiminin zaaflarını” ortaya çıkardığının görüldüğünü belirtti.

Erdoğan'ın bir önceki seçimde yüzde 67 oy aldığı Adıyaman'da konuşurken, halkın yarısının alanı terk ettiğine değinildi ve ekonomide de çarkların durduğu belirtildi.

Erdoğan'ın 2003 yılında başa gelmesiyle, ekonomik modelde dönüşümler olduğu, OECD ülkelerinden 400 milyar dolar aktığı ve Türk ekonomisinin o dönemler hızla büyüdüğü belirtildi. Ama artık “Anadolu kaplanlarının“ merkezi ve muhafazakar işadamlarının bulunduğu yerlerde işlerin eskisi gibi gitmediği, Türk ekonomisinin 17'likten 19'unculuğa gerilediği, milli gelirin ise 25.000 dolar olacağı beklentisi yerine 9600 dolara indiği anlatıldı.

‘YENİ NESİL, ARTIK İSLAMCILIĞI SATIN ALMIYOR’

İstanbul'da yetişen yeni neslin, Erdoğan'ın dini kullanan muhafazakar söylemlerinden uzaklaştığı belirtilirken, buna karşılık Erdoğan'ın, dünya liderleri ile aynı hizada olan, dünyaya SİHA satan bir ülke olduklarını göstermeye çalıştığına vurgu yapıldı.

Türk parasının son yıllarda yüzde 93 değer yitirdiği, enflasyonun yüzde 70'leri aştığı, işsizliğin arttığı belirtilirken, ana muhalefet partisi CHP'nin ise yükseldiğine değinildi.

Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibinin bu kez umutlu olduğunu, muhalefetin iyi örgütlendiğini belirten dergi, kendileriyle görüşen Kılıçdaroğlu'nun “Biz üçüncü sınıf bir demokrasiyi hak etmiyoruz” dediğini ve oldukça sakin göründüğünü yazdı.

Kılıçdaroğlu ile birleşik muhalefetin sürdürdüğü politikalara da geniş yer ayıran dergi, birçok kişi için Kılıçdaroğlu'nun umut olduğunu, dönüşümü sağlayacağına inanıldığını, Erdoğan'ın sarayına karşı mutfağından yayın yapmasının etkili olduğunu belirtti.

‘ALEVİ VİDEOSU VE OBAMA BENZERİ ÇIKIŞ’

Kılıçdaroğlu'nun Alevi olduğunu söylemesiyle ilgili videosunun on milyonlarca kere izlendiğini belirten dergi, bunun önemli olduğunu çünkü, şimdiye kadar “Bir aday Alevi olduğunu açıklarsa kazanamaz” imajının olduğunu belirtti. Dergi, “Bu 3 dakikalık video, etkileyiciydi. Erdoğan'ın rakibinin, Obama tarzı bir çıkışıydı. Yüzyıldan beri hiçbir Alevi kökenli bu kadar üst düzeye yükselmemişti” diye yazdı.

Geniş haberde Oğuzhan Uğur'un sosyal medyada milyonlarca izlenen programlarına, eski AKP milletvekili olan ve CHP'den aday gösterilen Mustafa Yeneroğlu'nun görüşlerine de yer verildi. Çocukluğundan beri Erdoğan'ın yol arkadaşlığını yapan Yeneroğlu, “Artık asla birlikte yürümeyeceğini anladım. Bu kadar yalan ve adaletsizlikle gitmezdi. O yüzden ayrıldım” dedi.

Yeneroğlu muhalefetin yeniden parlamenter sisteme dönüşü gerçekleştirmek istediğini ve AB ile ilişkileri düzelteceğini belirterek, ancak 20 yılda oluşturulan tablonun kısa sürede değişmesinin beklenemeyeceğini vurguladı.