ELBİSTAN’A TERMİK SANTRALİ YAPILMAMALIDIR.

Termik santralleri insan sağlığına doğaya a ve bütün bir canlılara zarar veren santrallerdir. Türk devletini yönetenlerin gelmiş geçmiş bütün yöneticilerinin tamamı, bu çıplak ve acı gerçeği çok iyi bilmektedirler, çünkü termik santrallerinin zararlı olduğu bir soyut iddia değil,  tersi ileri sürülemeyecek olan çıplak bir gerçekliktir.

Konuyu anlaşılır kılmak için sıkıcı olması pahasına bazı bilgileri aktarmak gerekiyor. Termik santrallerinin varlığının ana nedeni yer altında bulunan ve  kalorisi az olan kömürün yüksek ısılı fırınlardan yakılarak elektrik elde edilmesine dayanmaktadır.  Bu santrallerin zararlı yönü iki noktada kaynaklanmaktadır.

Birinci sorun, yüksek ısı elde etmek için kullanılan fırınların atmosfere saldığı zehirli/kanserojen gazlardır.  Atmosfere salınan bu zehirli gazları, insanlar ve canlılar solumakta ve bu kanserojen gazlar, insanların da canlılarında kanser olmalarına yol açmaktadır.  Ayrıca bu gazların insanların sinir sistemlerini olumsuz etkiledikleri de tespit edilmiştir.

Bu bilimsel gerçeklik, yani fırınlardan atmosfere salınan söz konusu zehirli gazların tüm canlılara zarar verdiği, insanların kanser olmasına yol açtığı gerçekliği, inkâr edilemediği için bacalara filtre takılması zorunlu tutulmuştur.  Buna rağmen, Elbistan termik santralinin filtresiz çalıştığı bilinmektedir. Kaldı ki bu filtrelerin bile söz konusu zehirli gazların etkisini ortada kaldırmadığı tespit edilmiş bulunmaktadır.  

Yani özetle ve kısaca, termik santrali demek, ölüm demektir. Bir bütün olarak termik santralinin etki alanında bulunan toplumun tamamının yaşlı, genç, kadın, çocuk, Kürt, Türk, Alevi, Sünni demeden, hepsinin kanser olması ve çok kısa sürede hayatını kaybetmesi demektir.

İkincisi, termik santrali, doğanın katledilmesine yol açan bir mekanizmadır.  Öncelikle yüksek ısıyla çalışan fırınların soğutulması için yer altında  ve  nehirlerde büyük su kaynakları  kullanılmaktadır.  Yer altında veya nehirlerde alınan soğuk su, ısınmış kaynar su olarak toprağa verilmektedir.  Doğaya salınan sıcak su doğanın yapısını bozarken, suların bu şekilde kullanılması yer altı yer üstü su kaynaklarının azalmasına ve doğanın dengesinin ve kimyasının bozulmasına yol açmaktadır.  Afşin/Elbistan termik santralinin fırınlarının soğutulması için Ceyhan nehrinin suyu kullanılmakta ve her yaz o güzelim Ceyhan nehri adete kurumaktadır.  

Sadece bu da değil, hem su kaynakları kurutulduğu, hem sular ısıtıldığı ve hem de arazinin yapısı bozulduğu için, bütün canlılar, bu durumda zarar görmektedirler. Bitkiler, ağaçlar, ekinler yetişmemekte, çok sayıda canlı türü yok olmakta, dünyanın ısısı artmaktadır Termik santrallerinin bacalarında salınan zehirli gazlar, havaya karışarak asit yağmurlarına yol açmakta, yere düşerek toprağa karışan asit toprağın kimyasını bozarak verimin düşmesine yol açmaktadır.  

 Termik santralinden dolayı Afşin/Elbistan ve Maraş hava kirliğinden Türkiye’de 1. sırada bulunmaktadır. Hava kirliği deyip geçmemek lazım, hava kirliği sıradan bir durum değildir. Hava kirliğinin ve dünyanın ısınmasının felaket olduğunu bilim adamları bağır bağır bağırmaktadırlar.  Dünya, fazla değil, sadece 2 derece ısındığında, omurgalı canlıların %8’i, bitkilerin %16’sı, böceklerin %18’I, yok olacaktır.  Böylece dünyanın doğal dengesi bozulacak ve yaşam zorlaşacak, doğal afetler artacaktır. Bilim insanları bu gidişle bugün doğan çocukların, kendi çocuklarının bu dünyada yaşayamayacaklarını, çünkü bu gidişle dünyanın yaşanabilir özelliklerinin kalmayacağını ileri sürmektedirler.   Bütün bu zararlarından dolayı dünyanın bütün bilim insanları ısrarla termik santralleri yapılmamalıdır diyorlar. Ama buna rağmen Türk devletini yönetenler, termik santrallerini yapmaya devem etmek istiyorlar.

Bütün bu zararlara yol açan termik santralının bir tek faydası bulunmaktadır o da sermaye sahiplerinin cebini şişirmesidir.  Termik santrallerinde bir tek sermaye sahipleri, birde devletin yöneticisi olan işbirlikçi ve soyguncular kazanmaktadırlar.  Hani usta demiş ya “kapitalizm, gölgesini satamadığı ağacı keser” diye. Termik santralleri de kapitalistlerin dizginlenemeyen para hırsının sonucu olarak yapılmaktadırlar.  Termik santrallerinin başka hiç bir gerekçesi amacı yoktur.

 Afşin/Elbistan’da 1975 ten beri faaliyette olan ve daha sonra büyütülerek mevcut haliyle üç ünite olarak çalışan bir termik santralı var.  Bu termik santralının yarattığı tahribatı bütün Elbistanlılar yaşamlarıyla ödüyorlar.  

Sanki bunlar yetmezmiş gibi yeni termik santralları kurulmaya çalışılmaktadır.   Bölgenin halkları bu termik santralı kıyımını engellemek için elinden geleni yapmaktadırlar. Ama ne yazık ki Türk devletinin karanlık dehlizlerinde   dönen kanlı çark, köylüleri dinlemeyerek ve dikkate almayarak termik santralını kurmaya hazırlanmaktadır.  

  Afşin’in, Elbistan’ın, Maraş ve tüm ilçelerinin hatta Malatya ve Adıyaman’ın  da etkileneceği, Ceyhan nehrini yok eden bu termik santrali,  bölgenin bütün halkları toplumu ve insanları tarafında istenmemektedir.  Buna rağmen devlet,  Elbistan ovasının tam ortasına bu termik santrallerini yapmakta ısrar etmektedir. Elbistanlılar termik santrallerinin hayatlarına mal olduğunu bile bile, yeni termik santrallerinin yapımına sessiz kalmayacaklar mı?  Bütün gerçekler bu kadar açık ve ortadayken, devlet, zehirli gazlarla doğayı ve insanlığı yok eden bu termik santrallerini nasıl oluyor da kurabiliyor?  Sorunun cevabı önemli ve kolay. Önemlidir çünkü bu sorunun doğru cevabı çözümü de beraber getirmektedir.

  Bundan önceki dönemde işsizliğe, açlığa mahkûm edilmiş Elbistanlı emekçiler ve köylüler, kendilerine ekmek kapısı açılacağını düşünerek, termik santrallerine karşı çıkmamışlardır. Aynı zamanda ve daha önemlisi, devlet ne yaparsa yapsın devlete karşı çıkmanın, devlete karşı hak aramanın ihanet olarak algılandığı toplumsal kültür Elbistan gibi şehirlerde daha baskın bir olgudur, bu nedenle de termik santralleri daha önce kolay yapılabilmiştir.  

   Bugün bu kadar bilgiden sonra Elbistanlılar ve çevre halkı, bütün Maraşlılar termik santrallerine izin vermemelidirler, vermeyecektir.  Zaten bu konuda devam eden bir mücadele bulunmaktadır. Öncelikle Elbistanlı bütün köylüler, işçiler, esnaflar, ilericiler, demokratlar ve bir bütün olarak Elbistanlıların hepsi, ayrıca Afşinliler, Göksünlüler ve tüm ilçelerde  ve komşu illerde yaşayanlar, bulundukları her alanda ve yapabilecekleri her yol ve yöntemle Elbistan’da kurulmak istenen termik santrallerine karşı aktif bir mücadele süreci başlatmalıdırlar. Elbistan’ı termik santrallerinden korumak ve kurtarmak hayatidir ve mümkündür, yeter ki devletin oyunlarına karşı dikkatli olunsun ve yeter ki Elbistanlılar ve bütün Maraşlılar, hep birlikte bunun için mücadeleye güç ve destek versinler.  Yurtdışında bulunan Maraşlıların kurumu olan  MARAŞ GİRŞİMİ bu konuyu gündemine almış ve yapabileceklerini yapmayı amaçlamaktadır.

  Termik santrallerine karşı mücadele kapsamında, termik santrallerinde büyük zarar görmüş olan Afşin/Kaşanlı değerli halk ozanı Emekçi, bütün Maraşlıların duygularına tercüman olmuş ve çok anlamlı bir şiir kaleme almıştır. Herkes Büyük Ozan Emekçi’nin yaptığı gibi elinden geleni yaparsa, Maraş, Elbistan Afşin Göksün birer kanseristan olmaktan kurtarılabilir.   Topraklarımızdan atılmak için yapılan bu düzenlemelere boyun eğmemek ve izin vermemek için herkesin bir şeyler yapması gerekmektedir.

 ÖLDÜRÜYOR TERMİK BİZİ

İnsan olana çağrımız

Öldürüyor termik bizi

Gün be gün artar ağrımız

Öldürür termik bizi

Hasta etti hepimizi

**

Çoluk çocuk kül yutuyor

Bacalar ölüm tütüyor

Her evde hasta yatıyor

 Öldürüyor termik bizi

Hasta etti hepimizi

**

Nerde o eski Elbistan

Havası dillere destan

Şimdi oldu kanseristan

Öldürüyor termik bizi

Hasta etti hepimizi

**

Bu kadar yeter diyelim

Birbirimizi duyalım

Birleşip karşı koyalım

Öldürüyor termik bizi

Hasta etti hepimizi

**

Sayın baylar zalim beyler

Harap oldu bağlar köyler

Emekçinin dili söyler

Öldürüyor termik bizi

Hasta etti hepimizi