Gökyüzü yine delindi!
Bir Denizimiz daha gitti!
Katil on kurşun sıktı:
Bir kurşun Sebahat Tuncel’in fotoğrafına.
Üç kurşun kilitli odaların anahtarlık kısımlarına.
Altı kurşun, altı kurşun, altı kurşuuuuuun; 20 yaşındaki, gencecik Denizimiz’in bedenine.
Yani tesadüf değildi.
On kurşun; hedef saptırılmadan ustaca tetiklendi.
***
Ahmed Arif’in şiiri bu defa İzmir’deydi; 33 kurşunun yaralarından yine oluk oluk kan geldi!
Kirvem, hallarımı aynı böyle yaz
Rivayet sanılır belki
Gül memeler değil
Domdom kurşunu
Paramparça ağzımdaki...
***
Ah canım! Ah canım! Ah canım!
Canımız senin son nefesinde attı...
Canımız annenle babanın dillerinden dökülenlerde attı...
Deniz’in annesi, yürek yangınıyla hepimizi alevledi:
“Deniz Gezmiş’in adını koydum kızıma. Gurur duyuyorum. Halkımla gurur duyuyorum. Ne mutlu bana. Ben Kürdüm. Kürt kızıyım. Kızım şehit oldu. Gurur duyuyorum. O kervanın içine girdi.”
Babası hemen haykırdı: “Bir Deniz gider, milyon Deniz gelir. Hepiniz Denizsiniz!”
Uğurlar olsun can Deniz...
Bu kurşunların sıkıldığı bedeninle yarattığın; acı, sevgi, isyan dalgasında hepimiz birer Deniziz!