Sevgili okuyucular,
Uludere Roboski katliamının raporu hazırlandı ve kısada olsa basına yansıdı. Sonuç, ‘dağ fare doğurdu’ katliamın sorumluları gizlenmeye ve hasıraltı edilmek için ne gerekiyorsa, O yapıldı.
Uludere Roboski katliamı dolayısı ile kurulan TBMM alt Komisyon, çalışmalarını tamamladı. TBMM alt komisyonu, kamuoyuna rapor ile ilgili bir açıklama yaptı. Açıklamadan anlaşılacağı gibi, rapor katliamda suçları olan hiç kimseden bahsetmemektedir. Olayın sorumluları kimdir? Muallâk!
Tabii sonuçta Uludere Roboski’de katledilenler, Kürt gençleri, çocukları, ‘kaçakçıydılar.’ İnsanların sınır ticareti yapmaları dahi, ‘suç’ sayılıyor. Yıllardır, Cumhuriyet tarihinin başlangıcından beri bu insanlar, sınır ticaretiyle yaşamlarını ikame etmekteydiler. Bombalanınca, katledilince, ‘kaçakçı’ ve ‘suçlu’ oldular.
Çünkü Uludere Roboski’de, 15 yaşında çocuklar, gençler ailelerine bakmak, kardeşlerinin ve kendilerinin okul masraflarını çıkarmak için çıktıkları yollarda, yaşamdan koparılabiliyorlar. Onları yaşamdan koparanlar, onlardan özür dileyeceklerine, utanmadan suçlamayı tercih etmektedirler.
29 Aralık 2012 geç saatlerde Heron görüntüleri eşliğinde, Türkiye Cumhuriyeti Ordu güçlerine ait bombardıman uçakları, Irak sınırında mazottan dönen gencecik çocukların bulunduğu kafileyi ateş altına alıyor. Bombardıman sonucu 34 kişi yaşamdan, katledilerek koparılıyorlar. Gerekçe, ‘terör üst’ zannettik.
Ama ‘terör üst’ değiller. Sınır ticareti yapan, bu ticareti ilk defada yapmayan, devlet yetkililerinin de haberdar olduğu bir ticari faaliyettir.
Ülkemizde farklı ticaret yapanların bulunduğu bilinmektedir. Mesela, TIR filolarıyla, RORO filolarıyla ülke sınırlarından kaçak sigara, kaçak içki, akla gelebilecek her tür kaçak malların girdiği ve ülke genelinde rahatça pazarlandığı bilinmektedir. Hatta hiçbir denetime tabii tutulmadan. Mazot kaçakçılığının da, aynı yollardan yapıldığı kamuoyunun bilgisi dâhilindedir.
Ama bugüne kadar, bunlara yönelik, ‘bombalamanın’ olduğunu, ne duyduk, nede şahit olduk. Olmasını da, arzu etmeyiz!
Uludere Roboski TBMM alt komisyonunun açıklamalarında, ‘‘hiçbir kasıt olmadığı ve sadece koordinasyon eksikliğinden kaynaklandığı’’ ana tema olarak işlemektedir. Pes doğrusu, bombalamayı yapanların iki saat boyunca savaş uçaklarıyla ateş altında tutmaları neyle açıklanabilir. Peki, durum bu kadar, ‘basit’ bir ifadeyle açıklanacaktı da, neden 14 ay beklediniz? İnsanın aklına gelen ilk şey, ‘dağın fare doğurması’ için 14 ay beklemek, insan aklıyla, ‘alay’ etmektir.
Komisyon raporları nasıl hazırlanırsa, hazırlansın. Roboski katliamının sorumlusu Türk Silahlı Kuvvetleridir. Genel Kurmay başkanlığı, bölgede sorumlu komutan ve Koordinatları veren komutanlardır. Bütün bunlardan sorumlu, icranın ve yürütmenin başı, başbakan R.T. Erdoğan’dır. Katliamın gerçekleşmesinden bugüne kadar, bir tek soru soruldu. Vur emrini kim ve kimler verdiler?
En önemli soru budur. Aradan 14 ay geçmiş ve bunun cevabı alınamamıştır. Sürekli olarak savsaklanmıştır. Bu katliamın birincil derecede sorumlusu AKP iktidarıdır.
TBMM alt komisyonu, TBMM’nin ‘bağımsız ve güvenirliğine’ gölge düşürülmüştür. TBMM alt komisyonu, Uludere Roboski katliamı dolayısı ile hazırlanan rapor, siyasi ve başbakan R.T. Erdoğan’ın arzusu doğrultusunda hazırlanmıştır. Bu rapor inandırıcılığını kaybetmiştir.
Katliamların hasıraltı edilmesi AKP’nin katliamcı yüzünü gizleyemeyecektir. ‘dağ fare doğursa da’ Kürt halkının, Türkiye halklarının kabulünde olmayacaktır.
08.03.13