Bu konuda birçok belirti çıkmaya başladı. Özellikle ‘Erdoğan sonrası’ senaryolar gırla gidiyor. Sadece senaryolar değil, daha da ilginci, canlı hikâyeler kartopu misali büyüdükçe büyüyor. ‘Gemiden’ kaçan kaçana! Fakat en önemli göstergeler de muhalefette özellikle de CHP’de kendini ele veriyor. İşte bu yaklaşımın gereği olarak CHP’nin müttefikleriyle birlikte iktidar hazırlığı yaptığını söyleyebiliyorum. Bunlara sırasıyla bakalım:
1- Daha önceki yazılarımda şu tespitleri yapmıştım:
“ … ABD tarafından yönetimini paylaşmalısın talimatı gelirse şaşmayın.” (AVRUPA POSTASI, YOLUN SONU GÖZÜKTÜ MÜ?, 20 Ocak 2019) Yine
“Biden, daha önce ABD’nin yönetimi tarafından Mısır Cumhurbaşkanı Mursi’ye yapılan teklifin benzerini Erdoğan’a yapmış bulunuyor. Bu konuda daha önce ki yazılarımda da belirttiğim teklif tek kelimeyle şunlar: ‘muhalefetle iktidarını paylaş” (AVRUPA POSTASI, Biden'ın Erdoğan'a yaptığı teklif ve bizi bekleyenler?, 24 Temmuz 2021)
Evet, birinci ve en önemli gelişme budur. Bu gelişmenin ne kadar gerçek veya hayali olduğunu elbette ki önümüzdeki günlerde göreceğiz. Fakat şimdiden belli işaretleri gözükmeye başladı bile:
- Hâkimler ve Savcılar Kuruluna, parlamentodan muhalefete(HDP hariç) üye gönderme hakkı tanındı,
- Kılıçdaroğlu Diyanet Başkanının da olduğu dualar yapılan Yargıtay açılışına katıldı,
- Daha da ilginci; CHP’liler ve Kılıçdaroğlu, ‘iktidara geldiğimizde beşli Çetenin tüm haksız ihalelerini iptal edecek ve kuruş ödemeyeceğiz’ dediklerinde hani her konuşmasında karşısındakilere hakaret eden bizim Kasımpaşalı kabadayı, ‘iktidarı siz rüyanızda görürsünüz’ diye kükreyeceğine cılız bir sesle: ‘ iptal edemezsiniz! Bu konuda Londra mahkemeleri yetkili’ deyiverdi.
- Bana göre çok daha somut bir gösterge geçenlerde gerçekleşti. Biliyorsunuz Dersim yanıyor ve Güvenlik Güçleri müdahale edilmesini engelliyorlardı( artık o bölgede devletin hangi grubu etkiliyse bilemiyorum). İlk mesaj, her zaman olduğu gibi İmamoğlu’ndan geldi: “ Tunceli’deki yangına müdahale etmeye hazırız”. Akabinde bölgeye CHP milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Ağbaba gitti. Oradaki sorumlu Subay onu ve heyetini bölgeye sokmadı. İzledik. Fakat ilginçtir yarım saat sonra baktık Ağbaba ve çevre sakinleri yangın bölgesine girmişler söndürmek için kazma kürek çalışıyorlardı. Sizce hangi güç bölgedeki komutanına geri adım attırmıştır? Sanırım şeytan bu tür ayrıntılarda gizli!
2- İkinci önemli belirtiler de iktidar saflarında yaşanıyor. Bunlar sayısız oranda fazla ama ben önemli belli başlılarını sıralayayım:
- Tabi başta Sedat Peker yer alıyor. Kanlarımızla duş alacak kadar gözü dönmüş ve ruhu kirlenmiş bu devlet elamanı, neden acaba 180 derece dönüş yaptı dersiniz?
- Daha önce yolsuzluk yaptı diye görevden alınan Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, daha önce RTE tarafından hakaret edilip, aşağılanıp, dayak yediği halde sesini çıkarmazken şimdilerde geçmişi deşifre ediyor.
- Hani şu bizleri çocuklarımız ve ailelerimizi katletmekle tehdit eden Cem Küçük vardı ya noldu ona? İsterseniz Türkiye gazetesindeki 6 Eylül tarihli yazısına bir göz atın! Ekonomiyi nasıl yerden yere vurduğunu okuyacaksınız.
- Yine Türkiye gazetesinde ki yazarlardan Fatih Selek ve Fuat Uğur’u okuyarak neden muhalif laflar ettiklerini okumuş olursunuz.
- Bir diğer isim de Şamil Tayyar. Meşhur İstihbarat Uzmanı(!) Son Twitter’ına bir bakın: Fırsatçıların tepesine inmeden bir b.. yiyemeyeceğini anlatıyor iktidara!
- Evlere Şenlik Ahmet Hakan da var sırada! Her çorbaya nane A. Hakan, Hürriyet gazetesinde pahalılıktan dem vuruyor.
- Yine Hürriyet gazetesinde Düşük Abdülkadir Selvi’yi ve Sabah gazetesinde ki Mehmet Barlas’ı okumalısınız. Kısık da olsa itirazlar yükseltiyorlar.
- Daha Rizeli Hemşeri ve akrabalardan, Trabzonlu esnaftan, Bursalı ve MHP’li yazardan ve sesi çıkan eski AKP’li taraftarlardan bahsetmiş değilim. Hazır olun şimdi en ilgincine geldik!
- Doğu Perinçek, artık toplumda kötü adam yani anti kahraman olarak tanınan bir isim. Geçenlerde kendi televizyonunda iktidarı sert şekilde eleştiriyor ve RTE’nin psikolojisini bozacak cümleler kuruyordu: ‘ Çöken rejimler şatafatlı Saraylar yapar’
3- Bugüne kadar İmamoğlu’nun üstlendiği Kürt hareketiyle ilişki, nihayet CHP Yönetimi tarafında teslim alınmış gözüküyor. Yakın zamanda CHP’nin Merkez heyeti, tam adı ‘Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ olan Barzani’nin Yönettiği Hükümeti ziyaret etti. ABD’nin en sadık dostunu bugüne kadar PKK ile eşitleyen CHP’ye ne oldu da ‘bayram değil seyran değil eniştem beni niye öptü’ misali bu ziyareti gerçekleştirdi dersiniz?
4- Kılıçdaroğlu’nun konuşmalarındaki üslup ve ifade değişikliklerine dikkat edin! ‘İktidara geldiğimizde şunu yapacağım bunu yapmayacağım’ gibi kesin ifadelerin yanında, bu ifadelerini kimselerin dile getiremeyeceği bir sertlikte, bağırıp çağırması yani ajitasyona başvurması önemli bir değişikliktir. Bir şüpheniz varsa salı günkü konuşmalarını izleyebilirsiniz!
Sanırım bu örnekler yeter de artar. Evet, Gemi batıyor ve CHP’de buna muhalifleriyle birlikte hazırlık yapıyor ve tersaneden kendi gemisini indirmeye çalışıyor. Tabi ABD’den yeşil ışık almak önemli! Ama haklarını yemeyelim Muhalefet blokunu oluşturan ‘Millet İttifakı’ çoğunluğa ulaşmış durumda.
Özetle Erdoğan, iktidarını muhalefetle, Patronun talimatı gereği paylaşmaya hazırlanıyor. Kendine dokunmamaları tek şartı sanırım. Herhalde fiziki ve ruh sağlığı, yeni hileler, komplolar ve kanlı senaryolar yapmasına uygun değil? Önümüzde ki günler ilginç görüntülere sahne olacak gözüküyor. Özellikle İktidar ittifakını oluşturan MHP’nin intikam çığlıklarından ve RTE’nin ‘Patrona verdiğim sözden nasıl cayarım acaba?'larından oluşan sahnelere hazır olun! Tabi sahne, büyük ihtimalle dediğim gibi kapacağa benziyor.
Bunlar tepinirken, yine bizim yoksullarımıza, Aydınlıktan yana olanlarımıza, Kürt halkına ve devrimci olanlara bir zarar açmazlar umarım!
ABD ile yatan bugüne kadar hep şaşı kalktı da!