Greenpeace’in raporuna göre, ithal plastik çöpler nedeniyle topraktaki kanserojen madde miktarı normalin 400 bin katına çıktı.
Adana, İngiltere ve Avrupa Birliği’nden ithal edilen çöpler nedeniyle büyük bir tehdit altında.
Greenpeace Akdeniz Biyoçeşitlilik Projeler Lideri Nihan Temiz Ataş, Adana’da ithal edilen plastik atıkların çevre ve sağlık üzerindeki etkilerini ortaya koyan bir araştırma yaptıklarını söyledi. Ataş, “Greenpeace Türkiye olarak çoğunluğu İngiltere ve Avrupa Birliği ülkelerinden ithal edilen plastik atıkların Adana il sınırları içerisinde yasa dışı olarak dökülüp açıkta yakıldığı alanlardan toprak ve su numuneleri alarak detaylı bir bilimsel araştırma yaptık. Araştırma raporunda çarpıcı verilere ulaştık” dedi.
9. Köy'den Melek Eliş'in haberine göre, Araştırma sonucunu anlatan Ataş, Adana’da Çukurova Karahan, Seyhan-Kuyumcular, Yenidam ve Yüreğir/İncirlik bölgelerinden alınan toprak, kül ve nehir dibi çamuru örneklerinde, plastiklerin yanması sırasında üretilen çok geniş bir yelpazede zehirli kimyasallar bulunduğunu belirtti.
Topraktaki kanserojen madde miktarı normalin 400 bin katı
Numune alınan toprak ve kül örneklerinde, kanser gibi ciddi sağlık problemlerine yol açtığı bilinen dioksin ve furanlara rastlandığını söyleyen Ataş, “Adana’da tespit edilen dioksin ve furan miktarı, kirletilmemiş toprak numunesinin 400 bin katı ve şimdiye kadar Türkiye’de toprakta rapor edilen en yüksek toksik düzeydedir” uyarısında bulundu.
Kurşun miktarı, çocuklarda öğrenme sorununa yol açacak düzeyde
Ataş, raporda yer alan kritik bulgular arasında hormon sistemleri üzerinde olumsuz etkiler yaratan poliklorlu bifenil (PCB) konsantrasyonlarının kontrol amaçlı alınan toprak numunesinden 30 bin kat fazla olduğunu belirtti. Ayrıca, kurşunun çocuklarda sinir sistemi ve öğrenme sorunlarına yol açabilecek kadar yüksek seviyelerde bulunduğunu ve polisiklik aromatik hidrokarbon (PAH) miktarının kontrol amaçlı alınan toprak numunesinden 35 kat fazla olduğunu söyledi.
Ataş, “Dioksin ve furanlar, hayvan ve insan vücudunda yüksek oranda birikme eğilimindedir ve çok küçük dioksin yoğunlukları bile çevre ve insan sağlığı üzerinde önemli yan etkilere neden olabilir. Özellikle Adana’da yasa dışı plastik atık yakma faaliyetlerinin tarım alanları, sulama kanalları ve yerleşim yerlerinin yakınında gerçekleştiğini bildiğimizden, bu kadar yüksek bir oranın insan ve çevre sağlığı üzerindeki risklerinden endişeliyiz” dedi.
Atık ithalatı miktarı son 20 yılda 196 kat arttı
Ataş, ithal atık miktarındaki artışa şu sözlerle dikkat çekti; “Türkiye, son yıllarda Avrupa’dan ithal edilen plastik atık ülkeleri arasında birinciliğini koruyor. 2004’ten bu yana atık ithalatının 196 kat artmış olması, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan bu duruma son verilmesini talep ediyoruz. Belli bir dönem azalma gözlemlense de bu global bir azalıştan kaynaklı olabilir. Ancak gönderici ülkeler ve ithalatçılar, tam bir yasak olmadan geri dönüşümü mümkün olmayan plastiklerin ülkemize girmesi için bir yol buluyorlar. Çeşitli veri kaynaklarından da görülebileceği gibi Türkiye’ye gelen plastik atık miktarında trendsel bir düşüş yaşanmıyor.”
“Genel olarak aylık yaklaşık 40 bin ton ithalat hacmi devam ediyor ve bu sadece yasal olarak görebildiğimiz kaynaklardan gelen veriler. Kaynakların tutarsızlığını ve bazı kaynaklarda düşük rapor edilmesini de eklemek isterim. Tabloya göre İngiltere ve Avrupa Birliği ülkeleri arasında özellikle son dört yıldır Almanya, Belçika, İtalya, İspanya, Hollanda, Slovenya bize atığını gönderen başlıca gelişmiş ülkeler olmaya devam ediyor.”
Greenpeace Akdeniz olarak, atık ithalatını da kapsayan ve plastik üretiminin 2040’a kadar yüzde 75 azaltılmasını hedefleyen Küresel Plastik Anlaşması’nda taleplerinin duyulması için çalıştıklarını ifade eden Ataş, herkesi bu konuda kampanyaya destek vermeye davet ettiklerini belirtti. Ataş, şu ana kadar 217 bin 232 imzaya ulaştıklarını söyledi.