Kapitalistler, Afrika'dan zorla getirdikleri siyahları etrafı dikenli tellerle çevrili “insanat bahçeleri" içinde sergiliyorlardı. Birebir “hayvanat” bahçeleri gibi insan segileniyordu.
Avrupa şehirlerinde kafeslerde sergilenen insanlar Afrika ve Asya'dan getirilip “hayvan” gibi sergileniyorlardı. Bu ırkçı ve ayrımcı tarih çok eskilere giden bir tarih değil 1889'dan 1958 lere kadar süregelen utanç bahçeleridir. İnsanat bahçesi Fransa'da 1889'da başladı. Paris'teki “insanat bahçesi” Avrupalıların utanç verici sırları değil insanların gelip seyrettiği ve büyük bir ilgi merkeziydi. “İnsanat bahçesi”ne zorla getirilenler kafeslerde ve tellerle kapatılmış alanlarda tutuluyorlardı. Paris’den New York’a kadar Afrika’lı yada Asya’lı ilkel kabileler “insanat bahçeleri”nde sergileniyorlardı.
Kapitalistler sergiledikleri siyahlar için “Vahşi insanlar, ilkeller, insana benziyorlar, insanoğluna en yakın varlık galiba” diye tasnif ediliyorlardı.
İnsanat bahçelerinde teşhir edilmek için yüzlerce kadın, erkek, çocuk Afrika'dan, Asya'dan gemilerle taşınıyorlardı. İnsanlar nadir hayvanlarmış gibi seçiliyorlar ve kafese konuluyorlardı.
İnsanat bahçeleri alanınında ve dışındaki levhalarda “Lütfen yiyecek vermeyin daha önce beslendiler” lehvalar asılıyordu. İnsanat bahçelerinde esir tutulan insanların üzerinde ne varsa çıkartılırken bazılarının ise göğüsleri açıktaydı.
İnsanat bahçelerinde intihar edenler olduğu gibi teşhir edilirken ölenlerde vardı. Öyle bir vahşi uygulama vardı ki ölenler de sergileniyordu. Aynı dönemlerde bazı ırkçı bilim adamlarının görüşleri de aktarılıyordu: “Haftalardır bunların üzerinde çalışıyoruz, bunların aklı aşırı derecede geri. Fevkalede saldırganlar ve hiçbir hisleri yok. İnsana en yakın vahşi örneği denebilir” diye demeçler veriyorlardı.
1889'da18 milyon,1931'de ise 34 milyon kişi Paris insanat bahçesini gezerek ırkçı ilgilerini ispatlıyorlardı. Eyfel alanında olan insanat bahçesinin tanıtımında “Fransa'nın medeniyet misyonunu gerçekleştirirken nelerle meşgul olduğunu keşfedin”diye yazıyordu.
Afrikalı kadınlar insanat bahçesinde değişik vücut hatları yüzünden tutuluyordu. “Üstün kültürlü”, Beyaz ırkçılığın bir kısmı sadece kadınların kalçalarını görmek için ziyaret ediyorlardı. Siyah Pigmeler ise çeşitli danslarla halkı eğlendirmeye zorlanıyordu.
İnsanat bahçeleri 1900’ların başından itibaren Avrupa'ya yayıldı ve çok ilgi gördü. Almanya’da siyah köyü(insanat bahçesi) Otto Von Bismarck tarafından bile ziyaret edilmişti.
Avrupa’nın her yanında Paris, Hamburg, Bronx, St Louis, Antwerp, Barselona, Londra, Milan, Varşova ve NewYork’ta vd... onlarca insanat bahçesi açıldı. Sahiplerine milyonlar kazandırdı.
İnsanat bahçeleri; bir grup meraklının ya da “sapığın” ilgi gösterdiği etkinlikler değil; aristokrasinin, politikacıların, halkın her kesiminden milyonlarca insanın katıldığı büyük kültürel etkinlikler olarak görülmekteydi..
İnsanat bahçeleri; kapitalizmin en karanlık yüzüdür. Çünkü oradaki insanlar ekonomik bir çıkar için kullanılıyorlardı. Azımsanmayacak kadar büyük bir ilgi merkeziydi. 1889’dan 1958 yılına kadar Afrikalı ve Asyalılar yarı çıplak şekilde kafeslere kapatılıp büyük kalabalıkların önüne çıkarıldılar..
İnsanlar kölesi olduğu kapitalizm ile yaşıyor. Hayvan ise doğaya dönük yaşıyor ve doğadan beslendiği gibi ihtiyacı kadar tüketiyor. Onlarca, yüzlerce, binlerce, milyonlarca canlı öldürmüyor. Stok yapma derdi yok. Gündelik ihtiyaçlarla yaşıyor. İnsan ise hem doğayı yok ediyor hem de gündelik hırslar içinde bencil, riyakar, hırsız ve vahşi yaratık olarak barbarca binlerce insanı bir anda öldürebiliyor. Barbarlar çok büyük stoklar yapıyor.
Almanya'daki insanat bahçeleri 1940'da kapatıldı. Kapitalizm'in yarattığı bu vahşilik 2. Dünya savaşından sonra azalmış ve kalan son "insanat bahçesi" 1958 yılında Belçika’da kapanmıştır.
*Hayvanları kapatmak, doğal ortamından alıp yaşamı boyunca kafese kapatmak da çok utanç verici bir davranıştır. Hayvanat bahçesinin zorunlu sakinleri doğal olmayan bir ortam da yaşamaktadır.
Arjantin Hayvan hakları Avukatlar Derneği ve Büyük Maymun Projesi'nin iki yılı aşkın bir süredir birlikte yürüttüğü yasal mücadelenin sonucunda Arjantin'de hayvanat bahçesi kapatılmış oldu. Hayvanat bahçelerinde yaşamaya mahkum edilmiş tüm hayvanların kaderini değiştiren tarihi karar Hakim Maria Alejandra tarafından “Hayvanların cansız bir nesne olmadığına , insan olmayanların haklarına haiz” olduğuna karar kılındı. İnsanlığın hedefi Dünya da var olan Hayvanat bahçelerinin kapatılmasını hedeflemelidir.
İnsanat Bahçeleri Dünya’nın kusurlu geçmişinin rahatsızlık verici ırkçılık öykülerindendir. Irkçılıkla mücadele 1800’lerden beri çok yol kat etse de bugün hala yaşanmaktadır. Kötünün ırkı her yerde aynı konuma sahiptir. Kötü her yerde kötüdür. Ve heryerde aynı ırkçı dalga vardır. Bu çılgınlık yine insanlar tarafından yapılıyor. İnsanı ve hayvanı sergileyen kapitalistlerin para hırsı korkutucudur. Kapitalistler kötülüklerini insan ve doğa üzerinden denemektedir. Dolayısıyla insanat bahçelerinde sergilenen O insanların acılarını hatırlıyarak ırkçılığı teşhir etmeliyiz.
Bir başka canlının özgürlüğünü tanımayan, özgürlüğe layık değildir...