Aslı Filiz'in üçüncü kişisel sergisi 'Yaşayan Kadınlar' 15 Aralık’ta Hamburg'da açılıyor.
Serginin amacı erkek egemen sistemin öldürdüğü kadınları resim yoluyla yaşatmak. Zulme, haksızlığa, katliama uğramış, görmezden gelinmiş kadınların işlendiği "Yaşayan Kadınlar" sergisine özellikle bu adı verdiğini belirten Filiz, "Bu erkek egemen sistemin katlettiği kadınların bayraklarını taşıyıp, isimlerini yaşatma amaçlı başladığım bir çalışma" diyor.
Aslı Filiz, "Bu isimler ne kadar zikredilirse o oranda yaşayacaklardır. Bu yüzden de çalışmaya ‘Yaşayan Kadınlar’ ismini verdim. Bu isimleri resimler ve boyalarla yaşatma çabasındayım" diye belirtiyor. Filiz, Ortaçağ’da kadınlara karşı başlatılan 'cadı avı’nın bugün sistematik bir şekilde sürdürüldüğünü söyledi ve ekledi: "Eserlerimde işlediğim kadınların hikayelerini okurken bile acı duyuyorum.”
Sergi afişinde Jîna Amînî’nin resmi ve “Jin Jiyan Azadî" sloganı dikkat çekiyor. "Jîna da, bu slogan da bizim topraklarımızdan çıktı. Ama bütün dünya kadınlarını kucaklayan bir felsefeye dönüştü. Basite indirgememek gerekir” diyen Filiz şöyle devam ediyor: “Kapitalist sistem bu sloganımızı dejenere ediyor. Buna karşı dikkatli olmamız gerekiyor. Ben de kendi sanatım çerçevesinde sloganımızı sahiplenmek adına tercih ettim bunu. Sloganımızı Jîna’nın bildiği alfabeden yani Farsça’dan, mesajımızı da onun gözlerinden alalım istedim. Resimde iki parçadan oluşan uzun kumaş bir yerde birleşiyor. Bu bütün kadınların yolunu birleştiren Jîna’nın kendisidir. Resimde sarkan saç aslında benim kendi saçım. Saçımı kesip resimdeki Jîna’nın saçına ek yaptım.”
Özgür Politika'dan Roni Penaber'in haberine göre, Hamburg’da Neues Amt’ın ev sahipliği yaptığı sergide 30 eseri bulunduğunu belirten Filiz, yer alan çalışmalara dair şu bilgileri veriyor: "Çalışmanın içinde cezaevinde devlet tarafından katledilen Garibe Gezer de var. Jîna Amînî için yaptığım çalışmam da var. Demans hastalığına rağmen 6 yıl rehin tutulan Aysel Tuğluk’u da özel olarak çalıştım. Diğer temalardan da ‘Eli Belinde’ kilim motifi çalışmam var. Bu, Mezopotamya’daki kadının durumunu iyi yansıtabildiğimi düşündüğüm bir çalışmadır. ‘Mutlu Kadın, kaygısını anlatamayan kadın, kadının kadına düşmanlığı’ gibi temaları çalıştığım bir başlık.
4 KADIN-4 TOPRAK
Ama bu son sergide çok daha önemsediğim bir çalışmam var, ‘Rojava’da Savaş ve Kadın’ adında. Rojava’daki devrimde kadının rolüne, devrimden sonraki süreçte oluşan kadın köyüne, kadın dayanışmasına dair edindiğim ve okuduğum bilgiler ışığında oluşan hissiyatla yaptığım bir çalışma. Diğer taraftan, ‘4 Kadın 4 Toprak’ isimli bir çalışmam var. Bu çalışmayla da 4’e bölünen topraklarımızın 4 parçasından birer kadını işleyerek bir araya getirdim. Bu 4 parçadan 4 kadın (sanatçı kadın, savaşçı kadın, anne kadın ve genç kadın) benim nezdimde 4 parçamızı, yani birleşik Kurdistan’ı temsil ediyor.”
TARA JAFF’TAN MİNİ KONSER
Etkinlik programında da kadınlar dikkat çekiyor. Kürt müzisyen Tara Jaff mitolojik enstrümanı ve kendine has sesiyle sergide sanatseverlere müzik dinletisi sunacak. “Neredeyse her eserimde Tara’nın sesi var” diyen Filiz ekliyor: “Hangi eser üzerinde çalışırsam işe Tara dinleyerek başlarım. Hatta onu dinlemiyorum, yaşıyorum diyebilirim. Böyle olunca da bütün sergilerimde yine onun sesi olsun istedim."
Aslı Erdoğan, Rukiye Çankıran, Anja Flach ve Ali Yürekli kitap okuma etkinliklerine katılacak, başka bir mini konser de Ayşe Glass tarafından verilecek.