Almanya, Türkiye’ye gidecek vatandaşları için 14 Şubat tarihinde “Türkiye ile ilgili seyahat uyarıları” başlıklı bir açıklama yaptı.
Uyarıda, "Türkiye’nin Irak ve Suriye sınır bölgelerine, ayrıca Şırnak ve Hakkâri illerine seyahat edilmesi kesinlikle tavsiye edilmemektedir" denildi.
Alman vatandaşları, Türk vatandaşları ve çifte vatandaşların dikkat etmesi gereken uyarıda, “İnsanların keyfi tutuklandığı, Türkiye’den çıkışların yasaklandığı ve girişlerin bile engellendiği vakalar yaşanıyor. Sosyal medya paylaşımları, yorumları veya beğeniler Türkiye’de cezai kovuşturma için yeterli” denildi.
Bir çok kişinin 'terör örgütleri' ile ilişkilendirildiği, ayrıca sosyal medyada hükümetin eleştirilmesi nedeniyle artan tutuklamalar ve çıkış yasakları yaşandığına değinildi. Türkiye’de gözaltına alınan ya da tutuklananların, Almanya’da yaşayanların hayatının zora girdiği, işinin, yatırımlarının tehdit altında olduğu belirtildi.
Uyarıda “Bu özellikle Türkiye ile bağları olan Alman ve Türk vatandaşlarını etkiliyor. Alman hukukuna göre ifade özgürlüğü sayılan ifadeler, Türkiye’de mesleki kısıtlama ve cezai işlemlere yol açabiliyor.” denildi.
ALMAN VATANDAŞLARININ KEYFİ OLARAK GÖZALTINA ALINMASI MÜMKÜN
Uyarı yazısında dikkat çeken ifadeler şu şekilde:
"Alman vatandaşlarının keyfi olarak gözaltına alınması, yurtdışına çıkış yasağına tabi tutulması veya Türkiye'ye girişinin engellenmesi halen devam etmektedir. Daha önce sorunsuz bir şekilde giriş ve çıkış yapabilmiş kişilerin bile, zamanında çok eski veya yeni suçlamalar nedeniyle tekrar Türkiye’ye geldiklerinde gözaltına alınmaları mümkündür.
Türkiye’de geniş kapsamlı bir terör tanımı mevcuttur ve bu tanım Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından hukukun üstünlüğüne aykırı olarak değerlendirilmektedir.
Bu nedenle: Sadece bir paylaşım yapmak, ifade özgürlüğü kapsamında kabul edilen eylemler, sosyal medyada bir gönderiyi beğenmek, paylaşmak veya yorum yapmak, Almanya’da anayasal olarak olmasına rağmen, Türkiye’de cezai soruşturmaya yol açabilir.
Yeni kabul edilen "Dezenformasyonla Mücadele Yasası" kapsamında, yetkili makamlar tarafından gerçeğe aykırı olduğu düşünülen ve ülkenin güvenliğini, kamu düzenini veya halk sağlığını tehdit ettiği varsayılan ifadeler suç teşkil edebilir ve cezai soruşturmaya konu olabilir.
Ayrıca, Almanya’da düzenlenen gösterilere katılmak veya Kürt meselesiyle ilgili, Almanya’da yasal olarak faaliyet gösteren bir derneğe üye olmak, 2014 yılında Irak’taki durumla ilgili "Bağımsız Kürdistan Girişimi" gibi dilekçeleri imzalamak gibi geçmişte yapılan faaliyetler bile, Türkiye’ye giriş sırasında gözaltı, yurtdışına çıkış yasağı veya giriş reddine neden olabilir.
Hükümet karşıtı sosyal medya paylaşımları, özellikle de Cumhurbaşkanına hakaret suçlamaları nedeniyle tutuklamalar, yargılamalar ve seyahat yasakları uygulanmaktadır. Bu suçlamalar sonucu birçok kişiye yıllarca hapis cezası verilmiştir.
Türkiye’de yaşamayan ancak Almanya’da ikamet eden kişiler için bile seyahat yasağı ekonomik ve kişisel açıdan ciddi sonuçlar doğurabilir.
GAZETECİLER İÇİN KISITLAMALAR
Gazetecilerin akreditasyon başvuruları herhangi bir gerekçe gösterilmeden reddedilebilir. Almanya’da ifade özgürlüğü kapsamında olan görüşler bile Türkiye’de meslek hayatını kısıtlayıcı tedbirlere ve cezai işlemlere yol açabilir."