Almanya’daki genç kuşak yabancılar, toplum ve Devlet sorumluluğuna daha fazla ortak olmalıdır. Devlet sorumluluğu uzun süreçlidir ve gelecekte, ülkelerdeki siyasetlerde Futbolda olduğu gibi profesyonelleşecektir.
Ülkelerin seçme-seçilme hakkı diye cahil cühelaya teslim ettiği Devlet yapıları,işletme profesyonelleşemediği için talan edilmeketdir.Bundan sonra Ülkeler de kurumsallaşmayı bilen siyasetçiler tarafından yönetilecektir.
2'ci Dünya savaşı sonrası Avrupa bilhassa Almanya’ya, ekonomik göçle gelenler, geldikleri toprak ve Devletlerden çok farklı bir yaşam standardına kavuştular.
Gelenlerin algılama yetenekleri,eğitimleri,kültür ve dinleri farklıydı. Buna rağman Alman toplumu ve Devleti yeni kurulmuş Alman Devletinin yasalarında ayrıcalık yapmadan aynı, demokratik insan haklarını yabancılara da tanıdılar.
Bu aslında savaş sonrası normalleşme sürecinde tüm insanlığa tanıdığı haktı. Buradan da göçmen gelenler yerleşik düzene geçtiler ve şuan 3-4 Generasyon filizleniyor. Yeni kuşak gençler iki arada bir derede kalmamalılar. Bu çocukların Anavatanı Almanya.
Bizim çocukluk arkadaşlarımız veya yaşama ilk başladığımızda yaşama alanı olarak hayat bulduğumuz Anadoluydu ama buradaki çocuklarımızın yaşama alanları Almanya’dan başlayıp Dünya’ya yönleneceklerdir.Bu nedenle,bundan böyle Almanya’yı kendi ülkeleri kabul edip sorumluluk almalılar.Bilhassa Devlet yönetiminde söz sahibi olabilmek için siyasete girmelidirler.
Burada yetişen çocuklarımızın arkadaşlık anıları Almanya’da başlamaktadır.Arkadaşları da Alman veya Almanya’daki çevresidir.gelecekte bu çocuklar birlikte yaşam sorumluluklarını alacaklar,burada başlayan yaşamlarının üstüne gelecek kurarlarsa daha başarılı olacaklardır.
Burada yaşama başlıyan çocuklarımız 3 yönüyle şanslıdırlar;
1.Almanya, gelecekte bir Dünya insanlar topluluğunda oluşan Devlet olacaktır. Her dil, din ırktan insanların ortak geleceği olacaktır.
Burada büyüyen çocuklarda ABD nin onlarca yıldır kullandığı çok kültürli çocukları yetiştirip kendisiyle bağı olan Ülkelerle ilişkisini kolay geliştirmesindendir. Örneğin, normal bir Alman okulunda şuan, Alman,Türk, Rus, Çin, ABD, Fransız, Japon, Afrika’dan değişik kökenden, Arap,vs. çocuklar hepsi arkadaş olarak büyümekte doğal bir enternasyonellik oluşmaktadır. Bu çocuklar büyüdüklerinde bir birleri ile kontakları, siyasi ve iş yaşamlarında da devam edecektir.
2.Demokrasi ve İnsan hakları ile,geldikleri Ülkelerdeki yaşıttaşlarına göre erken tanıştıkları için,erken kişilik oluşması avantajlarınadır. Olanaklara erken kavuşmaları Dünya pazarlarına da erken ulaşabilmelerini sağlayacaktır. Çok dilli olmaları Dünya’da var olmalarını, Dünya ile barışık yaşamalarını kolaylaştıracaktır. İşte bunlara ulaşabilmeleri için mutlaka Siyasete erken girmeliler.
3.Almanya, olanakları ve alt yapısı ile Dünya pazarıdır. Burada doğmaları ile zaten Dünya’daki emsallerinden en az 50 yıllık ilerideler. Balina yavrusunun Okyanuslarda, doğal ortamda, Akvaryumdan daha iyi büyüyecekleri için, Almanya Okyanustur. Çocukların zeka gelişiminde burada sınırlama yoktur. İnsan için önemli Düşünme özgürlüğü, İnanç özgürlüğü, girşimcilik Özgürlüğünü burada sınır olmadığı için daha iyi kullanabilirler.
Buradaki çocuklar Avrupa vatandaşı olmaları nedeniyle Türkiye’dekilerden 350 milyonluk Avrupa Vatandaşlık,1.3 milyarlık Hristiyan Dünyası hakları nedeniyle ilerideler,Almanya’daki Almanlardan da en azından Dünya’daki 400 milyonluk Türki Devlet Vatandaşları ve 1,2 milyarlık Müslüman Dünyası ile Almanlardan daha ileride avantajlara sahiptir.
Gençlerimiz çalıştıklarında vergi vermek mecburiyetindeler. İşte siyaset bu verdikleri vergileri,demokratik seçimlerde kullanma yetkisinin verilmesidir. Vergi verip,askerlik yaparak yerine getirdikleri sorumlulukların paylaşımını da başkalarına bırakmamalıdır.
Gençlerimiz hangi düşünce ve görüşten olurlarsa olsunlar, şiddete kaçmadan, düşünceleri ile var olup, demokratik kitle örgütleri ile bağlarını geliştirmeli, kişilikleri oluşmasında faydası olacak aklı selim düşünceli insanların içinden yükselmeleride kolay olacaktır. Burada ilk gelen 1 ci generasyon bu sorumluluktan kaçtı ama Almanya Sosyal kasasına vergilerini verdiler. Onların verdiği vergileri gerektiğinde kendilerine karşı kullanan iktidarlar seçildi. İşte bu Siyasi sorumluluktan kaçtıkları içinde tam demokratik haklarını kullanamadılar.
Bundan sonra gençlerimiz kendi geleceklerini kendi iradeleri ile oluşturma hakkını o siyasi olarak elde etmeliler.Yönetilenlerden, yönetenler bölümüne geçmeliler. Buradaki Türkiye potansiyeli aslında aday kesim için hazır oy bahçesidir. Herzaman verdiğim bir hesap örneği vardır. 2002 seçimlerinde Türkiye kökenli seçmen sayısı 400 bindi ve 40 milyon kullanılan oyların %1 yapıyordu. O dönem Türkiye kökenli seçmenlerin %80'i Sn.Schröderi tercih yapmıştı ve Schröder %0,5 oy farkı ile seçimi kazanmıştı.
İşte Demokratik sistemlerde bilinçli oy gücü vardır. Fransa’da, 400 bin Ermeni kökenli seçmen var. Fransız politikacıların Türkiye politikalarına bu seçmen kitlesi "yön veriyor" denilse abartılı olmayacaktır.
Burada seçime girecek gençlerimiz tüm Almanya’da yaşayan kitleye yönelmeliler.Siyasetlerini azınlık haklarına göre değil, (o gücü yedek olarak kullanmalılar.) Ülkede iktidar olacak siyaset üretmeliler. Türkiye’deki gibi, din ve ırk temeline kesinlikle dayandırmadan, Türkiye’deki cahilane saçma siyaseti buraya taşımadan, akıllı siyaset üretmeliler.
Avrupa’da Ülkeler, Siyasi irade ile ayakta kalacaklardır. Göçmen kökenli gençler mutlaka bulundukları Ülkelerde siyasi sorumluluklara ortak olmalılar.
15.12.2014