Almanya kendi bahçesinde yetişen Orient meyvelerinin tadına varmak için sadece Türklerin entegre olmasını beklememeli, Almanlar kendileri de Türklere yönelik entegre çalışması yapıp türklerle entegre olmalılar.
Kimyada farklı elementler,eriyik halinde aynı kaba girdiğinde biri diğerinin içerisinde kaybolur da yeni bir madde oluşturulursa buna bileşen, bir veye bir den fazla element birbiri içinde kaybolmadan ama yine birlikte bir madde oluşturduklarında buna (alaşım) alaşan denir.Örneğin pik demire, ametal cinsinden (oksijen)hava katıldığında hava çeliği,normal element kobalt yada nikel katıldığında paslanmaz ve en dayanıklı çelik türü elde edilir.Uzay teknolojisi bugün bu alaşımlar olmasa başarılı olamazdı.Türk-Alman ilişkileri de birleşenden ziyade Alaşana benzer.
Kimilerine göre 800 yıllık (Haçlı seferleri),kimilerine göre 500 yıllık (Viyana seferleri ve Uçbeylerinin Stutgarta kadar yaptığı akınlar),kimilerine göre 150 yıllık Bismark'ın ve Kaiser Wilhelm'in birlikte inşa ettikleri 1 ci Alman İmparatorluğu ve akabinde oluşan bugünkü Dünya'yı yönetme heveslilerinin planları ile 1 ci Dünya savaşında kader birliği ile başladığı varsayılan Türk-Alman ilişkileri, 2 ci Dünya savaşı sonrası, yine Dünya nufusunu homojenleştirmek isteyen üst plan yapıcıların sayesinde, Almanya'ya getirilen Türkler,genetiklerindeki X faktörü sayesinde yeni yaşam alanlarına uyum sağlamışlar,kendi özelliklerini taşıyan German-Orientalische meyveler vermeğe başlamışlardır.
Her dalda başarıyı yakalayan gençler, Almanya geleceği için bir şanstır.Almanya gelecekte bu meyvelerden faydalanmalıdır. Yabancı gittiği yere kendi yaşam gelenek,görenek,din ve kültürü ile gider. Üst plan yapıcıların hesaba katamadıkları bu faktörle Avrupa-Almanya 1980 lerde tanıştı ve düşünmeğe başladı. Şimdi artık istemeselerde yeni bir Avrupa ve Almanya'da insan yapısı ortya çıktı.
Bu yapı Avrupa'yı geleceğe taşıyacak yapıdır.Buradan geri dönüş yoktur.Irkçılık düşüncesine kapılıp yabancıyı Yahudilere yaptıkları gibi bir toplu katliam yapma şansları yoktur.Gelecek planlarını buna göre yapması gerekmektedir.Herkesin yeni İnsan yapısını kabul edip gelecek planlarını bu nufus yapısına göre yapması zorunluğu vardır.
Farklı Irklardan gelip Avrupa'da kendiliğinden oluşan genetik harmanlama,gen transferi aslında Avrupanın geleceğini ABD karşısında kurtarmakta, Avrupa'yı en geç bu yüzyılın 2 ci çeyreğinden itibaren bugünkü ABD pozisyonuna getirecektir.Almanya olayın farkında değil.
Geleceğin Devleti D (Bilim ve teknoloji)+TR (kavrama yeteneği yüksek insan kaynağı)+RU (Hammadde deposu) birliğidir. Eğitim planlarını Almanya mutlaka değiştirmeli, yabancı çocukların da iyi bir eğitim alıp yüksek mevkilere gelebilmelerinin önündeki engelleri kaldırmalıdır.Bugünkü Alman eğitim politikası yanlıştır.
Eğitim stratejisi,yabancı gençlerin sadece geleceğin almanyası için kalifiyeli işçi yetişmesi olmamalıdır.Yabancıların ağırlıklı olduğu okullara dandik Alman öğretmenler gönderilerek,yabancı çocukların gelecek için kariyerlik önleri kesilmemelidir.
Pratikte sözde eğitimde ayrıcalık yoktur ama gerçekte, okullardaki iyi eğitmenler, kapasiteli öğretmenler Alman çocukların gittiği okullara, kötü eğitmenler,kapasitesiz öğretmenler yabancı çocukların çoğunluk olduğu okullara gönderilmekte ve daha başlangıçta,temelde yabancı çocuklar eğitimden soğutulunmakta ,sadece meslek sahibi olabilecekleri okullara yönlendirilmektedir.
Bugün 900 bin dolayında Türkiye kökenli çocuktan sadece 60 bin dolayında Üniversite okuyabilmektedir. Bu da %6,5 ile yabancı çocukların arasındaki en düşük orandır.
Bunun sebebi, çocuklardan ve ailelerden ziyade Alman eğitim politikasındaki eğitimde fırsat eşitsizliğidir.Buna en basit örnek,Hamburg-Dulsberg'teki GSATW(Gesamtschule Alter Teichweg) ile Blankenese'deki bir okuldan çıkan çocukların Üniversiteye gidebilme yüzdesidir.
Aslında bu gelişimden en iyi faydalacak olan Almanya, yabancıları (akla gelen en büyük grup türkler) asimile edip yok etmeğe çalışacağına, entegre edip geleceğini kurmalıdır.
Alman ve Türk anane,gelenek,görenek vs. bakıldığında bir çok benzerlikler olmasına rağmen kesinlikle iki tarafın birbirleri içerisinde asimile olma şansı yoktur.Entegre yaşama şansları ise mükemmeldir.İnsan bir ağaçtan alınıp diğer ağaca yapılan aşı değildir.
Alanya'da yaklaşık 30 bin ama tüm Türkiye'de yaklaşık 50 bin Alman kendi gelenek görenekleri ile yaşamakta ve Türkiye'nın kimseyi asimile etme diye bir öngörüsü yoktur.
Türkiye'de yaşayan Almanların da Türkiye'de yaşamaları kendi kültürleri ile kolay değildir.İki halk Devletlerden önce ,birlikte yaşamın insani olduğunu ve mecburiyetini çözmüştür.Siyasetçiler ellerini çektikleri anda ,Almanlar daha mantıklı düşünmektedirler.
Entegrasyon zorluğundaki en önemli faktör,din ve genetikten gelme bazı ananelerdir ama bu zorluğu yenmenin en kolay yolu da herkes için ortak gelecektir. Hristiyan Dünyasına gelen Müslümanları birleştiren temel unsur İslamdır. Müslümanlığın içinde yaşayan Hristiyanları birleştiren yine Hristiyanlık,inançtır.
Almanya'da yaşayan Türkleri birleştiren Türkiye'den gelinme,tersi Türkiye'deki almanları Almanya'dan gelinmedi. Halbuki,İşçileri birleştiren evrensel emek hakkıdır. Hangi Ülkede yaşanırsa yaşansın emek, üretenleri dil,din,ırk gözetmeksizin birleştirir. Ülkelerdeki yaşayan insanları birleştiren,Vatandaşlık sorumluluğu,kader birliğidir.
Bundan sonra Avrupa'da yaşayanları birleştirecek olan ise herkes için ortak gelecektir.Zira Globalleşen Dünya'da birisinin ürettiği ile diğer ya yaşama şansına bulacaklar yada yok olacaktır. Ülkelerin sınırları globalleşme ile yok olduğundan,Dünya birliği,Dünya ile paralel yaşam,Dünya'nın geleceğidir.Dünya kaynaklarının ortak tüketim sorumluluğudur.Bu nedenle Almanlarla Türklerin ortak gelecekte buluşma mecburiyeti vardır.
Geçmiş, belki herkesin kendisine aittir ama gelecek, hepimizin ortak olduğu değerdir.
Geleceğin Dünyasında insanlar artık,herkesin yaşama ortak noktalarının olduğunu,yaşamlarını 7 milyar insanın aklı selim olmasına bağlı kaldığını bilmeleri gerekmektedir.4,5 milyarlık Dünyamızda hiç bu kadar birlikte ortak sorumluluklarla yaşama mecburiyetimiz olmamıştı. Ortak tapumuz yaşam için bağlı olduğumuz Atmosferimiz kirlenmektedir.
Amazon kenarında medeniyetle hiç tanışmamış,hiç bir teknolojiyi bilmeyen,teknoloji atıkları ile doğal yaşamı hiç kirlendirmeyen insanın yaşamı,bize bağlıdır.Bizim (yani modern dünyanın) yaşantımız da o ilk insan gibi yaşayan kişilere bağlıdır.Yaşam için oksijen üreten ormanlarda onlar yaşamakta,ormanları onlar yakarsa,yok ederlerse biz oksijensiz kalacağız,biz teknoloji ile atmosferi bitirir isek, bizimle birlikte o günahsızlarda bu Dünya'da yaşama alanı bulamıyacaklar. Dünya'daki yaşam için 7 milyarın ortak sorumluluğu vardır.
Almanya,üst Devlet olan ''Avrupa Birliği'' nin yön veren temel ülkesidir.1950 yılından itibaren Avrupa'nın nufus yapısı değişmiştir ve Almanya yabancı bahçelerden gelen ve kendi bahçesindeki yetiştirdiği meyveleri,yabancı hırsızlara kaptırtmamalı,kendisi sorumluluk vermelidir.Bunun içinde yabancıyı asimile yerine entegre yapabilecek kanunlar çıkarırken,Yabancının entegre olmasını istediği kadar da Alman halkını da yabancıya entegre yapacak hoşgörü ve kanunlarını koymalıdır.
18.05.2014