Almanya İçişleri Bakanı, aşırı sağcı polisler için komisyon kurulmasına neden karşı? 

Dünyanın her yerinde polis teşkilatlarının çok tutucu ve gerici bir eğitimi vardır. Bu eğitim, Almanya için de geçerlidir. 

Polisin görevi asayişi korumak, devlete yönelik her türlü tehlikeye karşı koruyucu görevlerini üstlenmektir. Polis toplum içinde güvenliği korumakla yükümlüdür. Eğitim zamanlarında dahi devamlı silahlı ve günlük yaşamda silah taşıdıkları için kendilerini çok güçlü hissederler. Polisler toplumda her türlü tehlikeye müdahale etmek ve tedbirini almakla yükümlü olduğunu bilirler. 

Polis toplumun aynasıdır ve her türlü görüşü taşıyan insan teşkilat da mevcuttur. Siyasi partilere mesafeleri ve sempatileri de aynı şekilde mevcuttur. Fakat genellikle polisler, görevleri ve eğitimleri gereği sağcı ve tutucu görüşlere daha yatkın oldukları bir gerçektir. 

Son zamanlarda polisler içinde aşırı sağcı, yabancı düşmanı, ırkçı ve milliyetçi kesimler çoğalmıştır. NSU (Nasyonal Sosyalist Yeraltı) destekçisi 29 polisin NRW eyaletinde açığa çıktığı geçen hafta basına genişçe yansıdı. Bu sayı daha sonra 104'e çıktı. Hatırlanacağı üzere Irkçı NSU örgütünün elemanı Beate Zschäpe’nin yakalanmasında dahi bazı polisler evrakları yok etmişlerdi. Bunları tüm basında yer aldı. 

Yıllarca süren NSU davasında polislerin rolü çok etkili oldu. Alman Anayasayı Koruma Teşkilatı içinde dahi gruplar halinde aşırı sağcı polislerin faaliyetleri açığa çıktı. Bunlar içinde açığa çıkıp görevden el çektirilenler de oldu. NSU davasının müdahil avukatı Seda Başay-Yıldız, NSU imzalı tehdit mektupları aldı. Hatta kız çocuğunu kaçıracağız diye tehdit mektubu alan Seda Başay-Yıldız’ın aylarca gözüne uyku girmediği basına yansıdı. Tehdit mektubunu gönderenin bir polis memuru olduğu ortaya çıktı. Polis memuru görevden el çektirilerek emekliye edildi. Bunun ve diğer polislerin, başkalarına tehdit mektubu göndermeyeceğinin garantisini kim verebilir ki? 

Daha bundan birkaç gün önce Almanya’nın Kuzey Vestfalya (KRV) eyaletinde; Duisburg, Müllheim, Essen, Moers ve Oberhasen  kentlerinde bir grup ırkçı polisin WhatsApp grubu kurarak ‘sığınmacılar gaz odalarına’ diye mesaj paylaştıkları ortaya çıktı. Savcı, polisler hakkında ‘halkı kışkırtma ve anayasa tarafından yasaklanan sembolleri bulundurma’ suçlamasıyla soruşturma açtı. Bunlar sadece basına sızanlar. Daha basına sızmayan ırkçı milliyetçi ve yabancı düşmanı polislerin polis teşkilat içinde olmadığını kim söyleyebilir ki? 

Ülkede yasayan her göçmene sorsanız hiç istisnasız çoğu kişi polisten darbe yemiş veya polis şiddetine, milliyetçi, ırkçı ve yabancı düşmanlığına maruz kalmıştır. 

O halde İçişleri Bakanı Seehofer'e soruyorum;  bu duruma daha ne kadar tedbir almadan seyirci kalınacaktır? 

Horst Seehofer, neden polis teşkilatı içinde aşırı sağcı polislerin açığa çıkarılması için bir komisyon kurulmasına karşı çıkıyorsunuz? 

Polislerin, milliyetçilik, ırkçılık ve yabancı düşmanlığı konularında çok iyi eğitilmesi gerekir. Almanya’nın bir göçmen ülkesi olduğunu bugün herkes kabul ediyorsa,  polisin de göçmenlere karşı daha duyarlı bir şekilde eğitilmesine aklı başında olan hiçbir politikacı karşı çıkmaması gerekir. Bu toplumda barış içinde bir arada yaşanmak isteniyorsa, polislerin ırkçılıktan, milliyetçilikten ve yabancı düşmanlığından arındırılarak, göçmenlere karşı daha duyarlı olmasını sağlanmak gerekiyor. 

Vakit geçirmeden polis teşkilatı içindeki aşırı sağcı örgütlülüklerin ve NSU destekçisi gizli ağı açığa çıkarmak için bir komisyon kurulması şarttır. İçişleri Bakanı Horst Seehofer, bu konuda gerekçesi ne olursa olsun komisyon kurulması ve mücadelenin yükseltilmesinden kesinlikle vazgeçmemelidir.