Adolf Hitler partisini 1921 de kuruyor,
1923 de yasaklanıyor,
1925 de tekrar kuruluyor,
1930 da seçim başarısı %18,3 civarında.
1925-1930 arası üye sayısı 25 binden 130 bine çıkıyor.
Hitler hapiste kalarak 'Kavgam' isimli kitabını yazıyor.
Nazilerin önemli bir isteği Yahudilerden Alman vatandaşlığının geri alınması.
1933- 1945 arası iktidardan çöküşüne değin tek parti döneminde diğer partiler kapatılmış durumda.
AfD'ye bakalım:
- % 12 ile mecliste
- 3. büyük parti,
Doğu`da koalisyon girişimleri var.
-Hitler'in yolundan gidiyorlar.
-Polis gücünü ve Alman ordusunu göklere çıkarıyorlar.
-Bir yandan parti içinde çekişmeler yaşıyorlar. Bu ırkçı Almanya için Alternatif (AfD) partisini daha da güçlendiriyor çünkü yeni Nazi siyaseti netleşiyor.
Her şey aynısı gibi:
-Hitler de güçlenirken örgüt içi ve dışında önemli çekişmeler yaşadı.
Alman emperyalizminin faşizme ihtiyacı vardı.
Hitler iktidarı ele geçirdi ve katliamlara girişti.
Halk kitleleri ve göçmenler engelleyemezse bu ülke bir kez daha Nazizm’in kanlı emellerine teslim olacak!
Her gün yeni bir katliam olmuyor mu? Her gün yeni bir ölüm tehdidi olmuyor mu?.
Neden göçmen kökenliler katlediliyor?
Göçmen kökenliler ve Alman kafasında olmayanlar Nazi çetelerinin tehdidi altında. Polis Nazi çeteleri gizli görevleri başında.
Evet ilginç olan da bu değil mi? Her nedense polis teşkilatının her olayda parmağı ortaya çıkıyor. Bunu yutturmaya çalışan bazı zavallılar (zaman zaman timsah göz yaşı döküyorlar), Schwarze Schafe (Kara koyun) masalı anlatıyorlar. Almanya`nın çoğu eyaletinde kusursuz görünen eski polis teşkilatı belki de gerçek yüzünü şimdi açıktan gösteriyor.
Cem Özdemir ise polis tarafından korunuyor... Kendisi bundan memnun ve polise toz kondurmak istemiyor.
Hanau´da ailesinden biri katledilen genç bayan ise defalarca aynı soruyu soruyor. “Neden engel olunmadı?“ Hanau katili Nazi saldırı planlarını yapacağını çok önceden haber veriyor ve sonra internette tekrar duyuruyor. Engel yok ve ardından Hanau kana bulanıyor. Dökülen kan her zaman olduğu gibi: GÖÇMEN KANI
Çünkü geçmişin Yahudileri bugünün Türkiye kökenli göçmenleridir. AfD bunları kendi ülkelerine göndermek istiyor. Dillerini ve kültürlerini istemiyorlar.
Tekin ne diyor: “Herkesin mutlaka Almanca konuşması isteniyor. Azınlıkların ve göçmenlerin dilleri dikkate alınmıyor. Tek dil, tek kültür de bu arada yaratılıyor. Çok kültürlülük tamamen lafta. İnsanlar sistem tarafından bizzat suça yönlendiriliyor. Ücretler oldukça düşük ve insanlar bu yolla dolaylı olarak kaçak çalışmaya itiliyor. Bu arada kiralar yüksek. Eşitim sistem insanları özellikle gençleri statik ve mekanik eğitiyor. Paran varsa özel okullara gidebilirsin. Her şey berbat ve şimdi Almanya'da yaşayan değişik ülkelerden göçmen kökenlilerin güvenliklerini sağlama sorunu var. Buna karşı örgütlenmek zorunludur, birlik olup sağlam karşı koyuşlar olmalıdır. Yoksa silahlı Nazi saldırılarına karşı korunmak ancak silahlanarak olacaktır, aksi durumda hepimiz yem olacağız. Çalkantılar daha fazla artacak gelecekte. Gençler ileri ve aktif rol oynayacaklar.”
...
İnşaat işçisi Haydar: “Mülteci olmak, çok farklı bir durum. gelişmiş bir ülke olan Almanya´da güler yüzlü bir psikolojik baskı var. Hemen çoğu resmi kurumda gerekli belgelerini verdiğimiz halde bürokratik ve keyfi engellemeler yaşanmaktadır. Yasal prosedürler dahi uygulanmıyor. Aşırı bürokratik engellemeler var.”
Bir market çalışanı Cenk: “Hafta sonu gençler eğlence merkezlerinde eğleniyorlar. Bir gruba polis saldırısı var. Sonra saldırı polise yöneliyor. Bu çok normal. elbette içlerinde her türlü insan var. Hıristiyan karşıtlığı da var. Mülteciler içinde gericiler de var. Nitelikli ve eğitimli olmak için radikal br devrim gereklidir. Gelecek 10 yılda olumlu yönde pek bir şey değişmeyeceğe benziyor. Fakat ani değişiklikler de olabilir. Göçmenler ve kitleler daha çok Nazi ve polis saldırılarına karşı şimdiden en azından pasif savunma araçları edinmek le karşı karşıyadır. “
Almanya ve dünya genelinde George Floyd´un ırkçı Amerikan polisi tarafından katledilmesinin ardından ortaya çıkan protestolar gibi, sokak gösterileri ve direnişler ortaya çıkacaktir.
Nazi örgütlenmeleri boş durmuyor, sürekli yeni ırkçı Nazi örgütleri ortaya çıkıyor. Nazi örgütlenmeleri devletten doğrudan ve dolaylı destek alıyorlar. Ya da başka bir ifadeyle devlet tarafindan örgütleniyorlar. AfD örgütlenmesi açık bir Nazi partisi değil mi?
Mehmet Y. : “Hanau´daki olay terör anlamına geliyor, saldırının nedeni insanların küçümsenmesi ve Müslüman kesimlerin hedef alınması ve saldırganlar gözü kapalı sağa sola ateş ediyor. Bizim için de durumlar gerçekten kötü. Çalışanlar ve esnaflar açısından kötü, minijob (küçük istihdam) yapan insanlar işten atılıyor, çalışanların %50 , %60 oranında gelirleri düştü. Gençler Ausbildungsplatz (mesleki eğitim yeri) bulamıyorlar.
Pandemi daha ne kadar etkili olacak, bu sıkıntılar ne kadar sürecek hiç belli değil. İlaç bulmak için yarışırken bunun ticareti de ön planda düşünülüyor. Tüm bu olaylar içinde Nazi saldırıları önemli bir nokta. İleride bu saldırılar artabilir. Saldırıların ardında devlet içinde örgütlü kurumlar da etkili oluyor. İnsanlar buna etkili şekilde karşı çıktığında Nazi saldırıları durdurulabilir.”
Kısacası; insan örgütlü bir canlıdır. Örgütsüz insani ihtiyaçlarını ve görevlerini, yerine getirmesi mümkün değildir. Ailede bir örgüttür bir bakıma. İşçi dernekleri ve kadın dernekleri vesaire gibi. Göçmen kökenlilerin kalıcılığı uzun soluklu örgütlenmelere bağlıdır. Örgütlenmenin dışında doğru ve ciddi bir politika izlemeli ve çalışmalar yürütmelidir. Belki de hemen şimdi ciddi şekilde Nazizme karşı örgütlenmek gerekir.