AKP devleti, Saray, MHP ortaklığında açık faşizme doğru aralanan kapıda bir adım ileri atıldı. Saray'ın talepleri üzerine, MHP Devlet Bahçeli hizaya getirilerek, 'türk tipi' başkanlı yolunda bir adım daha atılarak, birlikte hazırladıkları anayasayı önümüzdeki günlerde, TBMM Türkiye Büyük Millet Meclisine sunacaklar.
AKP devleti, Saray ve MHP, D. Bahçeli'nin attığı bu adım, ülkede açık faşist diktatörlüğün ilanının kamuoyuna deklere edilmesi olarak ta, algılayabiliriz.
7 Haziran 2016 genel seçimleri sonrası AKP devleti, Saray, seçim sonuçları içine sindiremeyerek, seçimlerin, 'yenilenmesi' ve ellerinden kaymakta olan iktidar koltuğunun yeniden tesis edilerek sağlamlaşması için, Saray'ın talimatlarıyla düğmeye basılmıştı. Parlamento, seçilmişler devre dışı bırakılarak seçimler yenilendi. Bu süreçte Saray, savaş konseptini devreye sokarak, kaybettiği mevzileri yeniden gasp etmeye başladı. 1 Kasım 2016 seçimleri, savaş konsepti dayatmasıyla, hileyle, korku imparatorluğu yaratılarak, bir anlamda gasp yöntemiyle AKP lehine çevrildi.
Bu süreçte yüzlerce insan yaşamını kaybetti. Binlerce insan yaralandı. Onlarca şehir, ilçe, mahalle, sokak, olağanüstü hal ilan edilerek, yerle bir edildi ve neredeyse haritandan silindi. 1 Kasım sonrası, süreç 1 yılını doldurdu. AKP gasp ettiği iktidarı çeşitli hilekârlıklarla ayakta tutmaya çalıştı. Birlikte kader birliği, yol arkadaşlığı yaptıkları, 'aynı yağmurda ıslandıkları' istedikleri her şeyi, 'verdikleri' oluşturdukları Paralel Devlet Yapılanmasında, ortakları olan FETÖ cülerle araları açılınca, çıkar çatışmasının bir sonucu sıra birbirlerinin ayağını, 'kaydırmaya' gelince, birbirlerine darbe yapmaya kadar işi götürdüler.
Süreç, 15 Temmuz askeri faşist darbe girişimini gündeme getirdi. AKP devleti Saray, her zamanki gibi 15 Temmuz FETÖ'cü darbe girişimini, 'gerekçe' göstererek, 'mağduriyet' rolünü oynamaya başladı. Yine bilindik yöntemlerle, nalıncı keseri gibi, 'kendine yontma' muhaliflerini oyuna getirme taktiğini piyasaya sürdü.
İlk iş olarak, FETÖ'cü darbe girişimi, 'gerekçe' gösterilerek, OHAL Olağanüstü Hal ilan edildi. OHAL ilanıyla birlikte, KHK Kanun Hükmünde Kararnamelerle, faşist uygulamalarla, sistem açık faşizme doğru yol almaya başladı. Bu süreçte MHP ve D. Bahçelinin tıpkı yedek lastik gibi AKP devleti ve Saray'ın yanında can simidi olarak yer alması, faşist uygulamaların yoğunlaşmasında önemli rol oynadı.
Açık faşizm konusunda atılan her adımda, MHP ve D. Bahçeli yardımcı olmak için gerekeni yapmaktan çekinememiştir. Özellikle başta Kürtler olmak üzere, Aleviler, Demokrasi güçleri, mevcut düzene karşı olan tüm toplumsal kesimler baskı altına alınıp sündürme politikası, AKP devleti ve Saray'ın esas politikası oldu.
Kürt sorunu gündeme geldiğinde, AKP, Saray, MHP, 'ulusalcılar' bilumum faşistler kenetlenmekte ve ortak tavır almakta zorlanmadılar. Bu halk düşmanları için, 'önemli' olan 'devletin bekası' 'ünite devlet' yapılanması, demokrasi, yaşam hakkı, özgürlüklerden, 'daha' önemliydi. Daha doğrusu, kamu mallarını talan için, yürüttükleri soygun düzeninin devamlılığını sağlamak için, ileri sürdükleri argümanları bunlardan ibarettir.
Gelinen aşamada, AKP devleti, Saray, MHP D. Bahçeli bugün itibarıyla Saray'ın özlemleri yerine getirmek için, 'türk tipi' başkanlık, TBMM den geçtikten sonra, 'referanduma' sunulacak. Saray'ın talep ettiği sistem, 'başkanlık' açık faşist diktatörlükle eş anlamlıdır. Saray, başkan, istisnasız bütün yetkileri elinde bulundurmak istiyor.
Yürütme, yasama, yargı, üniversite, ekonomi vb. devletin tüm yetkilerini elinde tutarak ülkeyi, 'yönetmek' istiyor. Yaşanılan son süreci göz önünde bulundurduğumuzda, sistemin, AKP devleti, Saray ve MHP D. Bahçeli ortaklığının, Adolf Hitler Alman yasından farklı olmadığını pratik olarak yaşadık.
Görünen köy kılavuz istemez diyerekten bir atasözü vardır. AKP, Saray MHP ortalığında oluşturulacak sistemin, açık faşist diktatörlük olacağında kuşkumuz yoktur. Türkiye halkları, demokrasi güçleri, sisteme muhalif toplumsal güçler, ortaklaşmayı, omuz -omuza mücadele etmeyi hedef olarak önlerine koymalıdırlar.
Faşistler açık faşist diktatörlükte ortaklaşıyorlarsa, faşizme karşı güçlerde demokrasi için uzlaşarak mücadelelerini ortaklaştırmalıdırlar!
02 Kasım 2016