Hessische/Niedersächsische Allgemeine‘ye konuşan aile, 3 Aralık’ı 4 Aralık’a bağlayan gece, polisin evlerini bastığını ve zorla havaalanına götürüldüklerini aktardı.
30 yıldır Almanya’da olan baba Mahmut Akyüz, tüm aile uykudayken kapılarının kırılarak evlerinin basıldığını ve ayrı araçlarla havaalanına götürüldüklerini belirtti. Aile, araçlara bindirildiklerinde baba Mahmut Akyüz'ün ve 18 yaşındaki oğlu Bilal Akyüz’ün ellerinin plastik kelepçeyle bağlandığını öne sürdü. Anne Fatma Akyüz'ün havaalanında ayaklarının da bağlandığı aktarıldı. Plastik kelepçenin söz konusu olmadığını öne süren Werra-Meissner Emniyeti Sözcüsü, Mahmut Akyüz’ün "içinde bulunduğu durumdan dolayı vereceği duygusal tepki öngörülemediğinden" ellerinin kelepçelendiğini savundu.
Deutsche Welle'nin aktardığı habere göre Mahmut Akyüz, havaalanında çıplak aramayı reddetttiğini, bunun üzerine polisin üzerindekileri zorla çıkarttığını ve tüm ailenin çıplak aramaya maruz kaldığını da öne sürdü. 19 yaşındaki Ferdi Akyüz, polisin tutumunu "insanlık dışı" olarak nitelendirdi.
Yetkililer aileye geçerli oturumları olmadığı için sınır dışı kararının bildirildiğini, ancak gönüllü olarak ülkeyi terk etmedikleri için zorla sınır dışı yöntemine başvurulduğunu öne sürdü. Akyüz ailesi ise Almanya’da kalmalarına olanak sağlayan müsamaha (Duldung) sürelerinin henüz dolmadığını, kendilerine ülkeyi terk etmeleri yönünde bir bildirimin yapılmadığını, söz konusu bilgiyi içeren yazıların havaalanında kendilerine teslim edildiğini belirtti.
Polisin kendilerine "terörist muamelesi" yaptığını ve tramvatize olduklarını kaydeden aile, avukata başvurduklarını ve Almanya’ya geri dönebilmeleri için bir imza kampanyası başlattıklarını söyledi.