12 Eylül 1980 darbesinin izlerini ve arka planını beyaz perdeye taşıyan 'Scars of a Putsch' filminin dünya prömiyeri bugün Almanya'nın başkenti Berlinale'de gerçekleşecek. 

Tarih, yönetmen Nathalie Borgers’in hayat arkadaşı Abidin Ertuğrul’un bedeninde izler bırakmıştır. Borgers’in filmi, bu izleri 1970’lerin Türkiye’sine kadar geri takip eder. Ertuğrul, üniversiteye giderken faşist milisler tarafından otobüsten zorla indirilmiş ve yedi kurşunla vurulmuştur.

12 Eylül 1980’de Türk ordusu bir kez daha darbe yapar. Miting ve gösteri görüntülerinin yerini kitlesel tutuklamaların görüntüleri alır. Bu sırada yurt dışında, dönemin Genelkurmay Başkanı ve yeni Cumhurbaşkanı Kenan Evren, uyguladığı neoliberal reformlar nedeniyle alkışlanmaktadır.

Borgers filmde, darbe öncesindeki gergin atmosferi ve sonrasında baskının nasıl kalıcı hale geldiğine yer verir; Erdoğan’ın yükselişiyle ve günümüzün otoriter ortamıyla bağlantılar kurar. Uluslararası arşivlerden alınan etkileyici tarihî görüntüler ve içtenlikle yapılan söyleşilerle Scars of a Putsch, Türkiye’deki demokratik hareketlerin izini sürer.

Devletin tüm şiddetine rağmen büyük bir kararlılıkla varlığını sürdüren bu hareketlerin geleneksel çizgisini gözler önüne serer.

Almanya'da 23 Şubat erken seçimlerine sayılı günler kaldı Almanya'da 23 Şubat erken seçimlerine sayılı günler kaldı

Menschen Machen Medien'den Andrea Wenzek, 'Scars of a Putsch' filmi ile ilgili şunları yazıyor:

12 EYLÜL ASKERİ DARBESİNİN ÜZERİNDEN 45 YIL GEÇTİ

"Türkiye’de Kenan Evren liderliğinde gerçekleşen askerî darbenin üzerinden 45 yıl geçti. Ancak o dönemde uluslararası medya bu olaya pek ilgi göstermedi. Çünkü NATO üyesi Türkiye, Varşova Paktı’na karşı bir kalkan olarak görülüyordu. Fakat darbenin sonuçları, günümüzde Cumhurbaşkanı Erdoğan yönetimindeki Türkiye’nin siyasi yapısını anlamak için önemli bir anahtar niteliğinde.

Nathalie Borgers, Berlinale filminde (Scars of a Putsch – Bir Darbenin İzleri) eşi Abidin’in izini sürüyor. Abidin, bir aktivist olarak baskıya maruz kaldıktan sonra 1981’de Avusturya’ya sürgüne gitmek zorunda kalmıştı. Borgers’in kamerası, 1976 yılında aldığı yaralardan geriye kalan altı yara izini eşinin göğsünde takip ediyor. O dönemde Abidin, Ankara’da bulunan Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde (ODTÜ) öğrenciydi. Üniversite, o yıllarda demokratik ve sol siyasi hareketlerin kalesi olarak görülüyordu. Ancak 1975’ten itibaren, iktidara koalisyon yoluyla gelen aşırı sağcı bir parti tarafından desteklenen faşist milisler ortaya çıkmaya başladı. Abidin gibi aktivistler sokak ortasında öldürülüyordu. Abidin saldırıdan sağ kurtuldu ve askerî darbeden bir yıl sonra Avusturya’ya sürgüne gitmek zorunda kaldı.

MUHALİF SESLERİ YASAKLANDI DİNİ TARİKATLARDAN DESTEK ALDI

1980 ile 1983 yılları arasında askerî cunta, olağanüstü bir şiddetle muhalefet partilerini ve medya kuruluşlarını kapattı, sendikaları yasakladı ve yüz binlerce insanı, özellikle antifaşist ve sol görüşlü aktivistleri tutukladı ve işkenceye maruz bıraktı. Ancak darbe, Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) çıkarlarına uygun olarak Türkiye’de neoliberal bir ekonomik dönüşüm başlattı. Özelleştirmeler, işçi haklarının ortadan kaldırılması, eğitim ve sağlık harcamalarında kesintiler bu dönüşümün parçalarıydı. Cunta bu süreçte, ülkenin en muhafazakâr unsurlarından, özellikle de dinî tarikatlardan destek aradı.

Genelkurmay Başkanı Kenan Evren, sözde temel özgürlükleri içeren ancak bunları “devlete tehdit oluşturmayacak şekilde” sınırlandıran yeni bir anayasa hazırladı. Bugün hâlâ yürürlükte olan bu anayasa, Erdoğan yönetimi için bir temel teşkil ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu çerçevede kendisine yöneltilen her türlü eleştiriyi “devletin bütünlüğüne saldırı” olarak tanımlayabiliyor ve şüphelileri yargı süreci olmadan tutuklatabiliyor."

NATHALİE BORGERS KİMDİR?

1964 doğumlu Nathalie Borgers, kariyerine Belçika’nın RTBF kanalında gazeteci olarak başladı. 1980’lerde San Francisco’da sinema eğitimi aldı ve 2009’dan beri Viyana’da yaşıyor. Belgesel filmleri birçok ödül kazandı. Bunlardan biri, büyükbabasının 1920’lerde Belçika sömürgesi Ruanda’da memur olarak çalışmasını konu alan ilk kişisel bellek çalışması Liebesgrüße aus den Kolonien (2011) adlı yapımdır.

Scars of a Putsch için Borgers, ailesiyle birlikte Türkiye’ye bir yolculuğa çıktı. Ancak sürecin zorluklarını şu sözlerle ifade etti: “Aile üyelerinin çoğunu filme dahil edemedim çünkü onları tehlikeye atmak istemedim.” Bazıları yalnızca belirli konular hakkında konuşmayı kabul etti, bazı yerlere ise gitmek bile çok tehlikeliydi. “Bu yüzden görüşme yaptığım kişilerin yelpazesini genişletmek zorunda kaldım ve Abidin’in tanımadığı insanlarla da konuştum.”